site içi arama

7 Nisan 2016 Perşembe

Hacer Nine

Türk kadını vatana hizmette, asla erkeginden geri kalmamıs, hatta ondan ileri olmustur. Göz
bebegi evlatlarını vatan ugrunda sehit vermeyi sereflerin en yücesi kabul edip, acılarını içine
gömmesini bilmistir. O, kimi zaman kocasını ve evlatlarını cepheye gönderip evinin
nafakasını tek basına çıkaran, kimi zaman cephane tasıyan, kimi zaman yaralıların yaralarını
saran, kimi zaman da cephede bizzat savasan kahramanlık, sevgi ve sefkatin temsilcisi Türk
anasıdır. Asagıdaki anının kahramanı Hacer Nine de kocasını, evlatlarını ve torunlarını sehit
vermis, sehitlerin sevgisini, Atatürk sevgisiyle özdeslestiren yüce ‘Türk Kadınının’
temsilcisidir.

Hacer Nine yine bunalmıstı. çi içine sıgmıyordu. Bes gözlü evinin içi yine birkaç gündür
zindan kesilmisti. Düsündükçe yüregi yerinden kopuyordu. Yetmis yasındaki bu kimsesizlik
ona büsbütün koymustu. Kocasını Yemen’de kaybetmisti. Bir oglu Balkanlarda ikisi de
çöllerde kalmıstı. Bir gelini üç torunu vardı. Gelini hastalıktan ölmüs, torunlarından biri de
büyük muharebede sehit düsmüstü. Birisi 2. nönü’den dönmemisti. En son torununu da
Sakarya’ya göndermisti. Bir gün haber aldı ki en son delikanlısı da Duatepe’de öteki
agabeylerinin yanına göçüp gitmisti. Çok aglamıstı. Fakat ‘Sakarya kazanıldı’ haberi gelince
aglaması durmus, gülmeye baslamıstı. Ondan sonra vakit vakit böyle bunalırdı. Saatlerce
yürüyerek ikindi zamanı Ankara’ya geldi, dogruca Büyük Millet Meclisi’nin kapısının önüne
çömeldi. Sordular:

-“Nine ne istiyorsun?”
-“Hiçbir sey.” Sonunda öyküsünü anlattı ve dedi ki:
-“ ste böyle, ara sıra çok bunaldıkça buraya gelirim. O, Millet Meclisi’nden çıkarken
gözlerine bakarım. Mavi gözbebeklerinde bütün sehitlerimin gözlerini görür gibi olurum. Son
içime bir ferahlık dolar, kalkar köyüme giderim.”
ste siperlerde evlat, torun gömmüs Türk ninesi buna derler.

(Aka Gündüz’den alınmıstır.)
1 Kenan Akçay, Atatürk’ten Fıkralar, AbeCe Yayınları, stanbul 1981 s. 51-52
Kaynak: Atatürk ve Unutulmaz Anıları, Ahmet Gürel, Bülent Türker, Nisan 2009

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder