Ölümünden iki yıl önce Atatürk’ün canına kıymak için kurulan bir tertip meydana
çıkarılmıstı. Hem bu suikastı düzenlemekle suçlanan kisi ‘Milli Mücadele’den beri Atatürk’ün
yolunda çalısmıs, sevgi ve güvenini kazanmıs, birçok iyiliklerini de görmüs biri idi.
Haber yurtta saskınlık ve tiksinme yaratmıstı. Herkes bunu konusuyor, ‘nasıl olur, nasıl olur!’
Diyor, bir türlü herhangi bir nedene baglayamıyordu.
Sanık yakalandı, adalete teslim edildi. Fakat Atatürk, olaydan haberi yokmus gibi, bu konuda
ne düsündügünü açıklamak için agzını açmadı, adalet son sözünü söyleyinceye kadar sustu.
Atatürk’ün bu suskunlugu çesitli yorumlara ugramıstı, kimi ‘bu üzüntülü olayı anmak
istemiyor’, kimi de ‘bunun dogru olduguna inanmıyor’ diye düsündü.
Sanıga yükletilen suç yargı yerinde ispat edilemedigi için adam aklandı.
ste, yargıç kararını bu yolda verdikten sonradır ki Atatürk bu konuda agzını ilk ve son kez
olarak açtı ve yalnız sunu dedi:
-“Suça girisilmistir, ancak yargıç buna kanacak ölçüde kanıt bulmus degildir.”1
1 Mehmet Ali Agakay, Atatürk’ten 20 Anı, Türk Dil Kurumu Yayınları, Ankara 1963. s. 32-
33
Kaynak: Atatürk ve Unutulmaz Anıları, Ahmet Gürel, Bülent Türker, Nisan 2009
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder