site içi arama

16 Nisan 2016 Cumartesi

Türk Mitolojisi: Deve

Deve Türk halklarının ekonomisinde daima önemli bir rol üstlenmiştir. Devenin önemine işaret eden mevcut çok sa-yıda kanıt konusunda, Kâşgarlı Mahmud'u anımsamak ye-terli olacaktır. Kendisi sözlüğünde deveyi en az altmış kez anmıştır. Ne var ki, mitolojide ve dini gelenekler içindeki önemi daha ziyade sınırlı olmuş olsa gerek ve biz onun ta-bulaştınldığını varsaymalıyız. Çıkarsayabildiğimiz kadarıy-la, deve diğer tüm —»Kurban Ritüelleri ve ölü için sunulan kurbanların dışında tutulmuştur. Elbette devenin etinin yen-diğinden hiç söz edilmez, hatta müslüman muhabirler deve eti yemenin yasak olmuş olduğunu iddia edecek kadar ileri giderler. Örneğin Abu-Dulaf Mis'âr Ibn-Muhalhil bunu açık-ça belirtir; Kırgız ve Çiğillerden bahsederken Yakut tarafın-dan alıntılanır.
Çok eskiden, Irk Bitig'de geçen üç anekdot (kehanet) deveye yine de belli bir rol yükler. Bunların ikisi, tüm tuhaflıkla-rıyla ortaya sorunlar atmakta. Anekdotların birinde erdişi bir deve yer alır (bu özelliğiyle Türklerin seks idealine uy-gundur). Devenin salyası —»Gökyüzüne ulaşmakta ve —»Yer-yüzünü ıslatıp kaplamakta. Bu ise, uyuyanları uyandırmak-ta ve yatanları ayağa kaldırmaktadır. Üçüncü anekdotta, bir hükümdarın oğlunun [bey) doğumu anlatılmakta. Bu, bir devenin doğumu ve bir tayın dünyaya gelişi ile aynı zaman-da gerçekleşmektedir. Türk sözlü geleneğinde, bu gibi aynı anda olan doğumların her zaman bir anlamı vardır ve ba-zen akrabalık bağlan oluştururlar.
Tüm yasaklara rağmen devenin üstünde yatan insanların onunla akraba olabilecekleri düşüncesi, Satuk —»Buğra Ka-ğan'a ilişkin öykü ile kanıtlanmaktadır. Büyük olasılıkla Sa-tuk Buğra Kağan adı, onun ataları arasında bulunan bir deveye işaret etmektedir. Moğolistan'da kayalara yapılmış çi-zimlerle kanıtlanmış olan, develer arasında dövüş düzenle-me geleneği, aym şekilde (tüm hayvan dövüşleri gibi) şa-manist kökenli söylenleri veya boy söylenlerini akla getir-mektedir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder