site içi arama

14 Nisan 2016 Perşembe

Ankara Halkevi'ndeki Tarih Kurumu Toplantısında; Çalısmaların En Yüksegi

Bir gün Ankara Halkevi'ndeki Tarih Kurumu bölümünde taslakları okumak için toplanmıstık.
Görüsmeler hararetli oldu. Özellikle iki arkadas arasında konusma, tartısma biçimini aldı. O
aksam Atatürk, lütfen Kurum üyelerini sofrasına davet buyurdular. Günlük çalısma hakkında
bilgi aldıktan ve her zaman oldugu gibi çalısanları iltifatlarla özendirdikten sonra tartısmanın
karsılarında devamını, kendilerine özgü incelikle, rica ettiler. Arkadaslar konuyu anlatmaya
basladı. Onları dinledikten sonra kagıt ve kalem getirilmesini emrettiler, zaten kagıt, kalem
yemek odasının demirbas esyası sırasına girmisti. Salonun bir ucunda kara tahta, kenarda
etajerlerin üzerinde sözlükler, ansiklopediler, yemek odasına bir okul dershanesi durumunu
vermisti ve orası gerçekten bir okuldu. istenilen seyler geldikten sonra Atatürk her iki
arkadastan savlarını yazı ile saptamalarını istedi, tartısmalarda baslangıçtaki iddiaların
unutulması sık sık görülen bir seyoldugu için, buna gerek gördügünü ilave etti. Sonra
arkadaslardan sözlerini dogrulamaları için ne gibi bilimsel belgelere ve kaynaklara
basvuracaklarını sordu. Bunlar da kagıtlara yazıldı. Kütüphaneden istenilen kitaplar geldikten
sonra okuma ve çeviri basladı. Sonunda bir taraf hak kazandı. O zaman Atatürk, davayı
kaybeden arkadasımıza dönerek, bu sonucun yüksek kıymetini küçültecek bir olay olmadıgını
ifade ederek gönlünü aldı. Yalnız ilave ederek dedi ki:
-"Size her zaman söylerim, yalnız kendi basınıza ve kendiniz için çalıstıgınız zaman herkes
gibi böyle bir sonuç ile karsılasmanız mümkündür, hatta sık sık olabilir. Kurumu, ben bunun
için kurdum; buradaki üyeler yurt içinde ve dısında tarihe ait yapılan çalısmalardan ve kendi
incelemeleri sonucundan birbirlerini haberdar ederek, birbirlerini tamamlayarak çalısırlarsa
sonuç daha olumlu olur. Bunu yaparken sahsınıza ait bir bulusun baskaları tarafından
kullanılmasından ve mutlu sonuçların isminize degil, baglı oldugunuz kuruma ve millete mal
edilmesinden kuskunuz olmasın; millet bunun degerini bilir. Millet sevgisi kadar büyük ödül
yoktur. Kurtulus savasında benim de milletime ettigim birtakım hizmetler olmustur,
zannederim. Fakat bunlardan hiçbirini kendime mal etmedim. Yapılanın hepsi milletin
eseridir, dedim; aranacak olursa dogrusu da budur. Geçmiste sayısız medeniyet kurmus bir
ırkın ve milletin çocukları oldugumuzu kanıtlamak için yapmamız lazım gelen seylerin hepsini
yaptıgımızı ileri süremeyiz; bugüne ve yarına bırakılmıs daha birçok büyük islerimiz vardır.
Bilimsel çalısmalar da bunlar arasındadır. Beni seven arkadaslarıma ögüdüm budur:
Sahsımız için degil, fakat baglı oldugumuz millet için elbirligiyle çalısalım; çalısmaların en
yüksegi budur."

Kaynak: Belleten Dergisi, Muzaffer Göker, 1939 sayı10 sayfa: 385

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder