site içi arama

11 Nisan 2016 Pazartesi

Ant.

Farklı kişileri birbiriyle birleştiren yemin. Moğollar döne-minde yaygın olarak bilinmektedir. O dönemde anda söz-cüğü "yeminli kardeşler" anlamına gelmekteydi. İslâm dinini benimsemiş Türk dünyasında ise, "kan kardeşi" kav-ramı mevcuttu. Ant kurumu Orta Asya'da çok eski olsa ge-rek, ancak daha sonraki yakın dönemlerden bildiğimiz aşa-ğıdaki ritüellerin, ta o zamanlarda bu kurumun içinde yer alıp almadığını bilmemekteyiz: kolunu hafifçe kesmek su-retiyle, birleşmek istediği kişinin kanıyla kendi kanını ka-rıştırmak ya da kanından biraz içmek. And içmek kavramına Orta Çağ'a ait metinlerde rastlanmaktadır (Dede —>Korkut Kitabı; —>[Türk.] Köroğlu). Kâşgarlı Mahmud tarafından bi-linen bu sözcüğe Begre Yazıtında da rastlamaktayız. Bu ya-zıtta, evlilik aracılığıyla edinilen akrabalar ve yemin ederek (antlıg adaş) ya da yemin etmeden (an t sız) kazamlan arka-daşlar sırasıyla belirtilmektedir. Kâşgarlı Mahmud, yalan yere yemin edenin cezasının kılıçla verildiğinden bahset-mektedir, çünkü kılıca ulu bir şey gözüyle bakılmaktadır. Tariyat Yazıtında, imparatorluğun (el) "bir kılıca benzetile-bileceğinden" söz edilmektedir, yani Zcirar verilemez ve ebedî. Dede Korkut Kitabı'nda eski gelenekler açık bir bi-çimde yansıtılmaktadır. Kitapta, edilen yemine sadık ka-lınması gerektiği ve yeminini bozanların kılıçla cezalandı-rıldığı yer almaktadır. Responsa Nicolai Papae'ler, Bulgarla-rın artık kılıç üstüne değil de, İncil üstüne yemin etmelerini talep ederler.

Müslüman Türklerin, iki yabancının kanlarını akıtarak kar-deş (kan kardeş) olabileceği yolundaki tasarımı muhafaza etmiş oldukları gerçeğinden hareket edersek, İslâmı benim-semezden önce bir anlaşma yapmaya ilişkin ritüellerde, ka-nın mutlaka yer almış olması gerektiği yolunda bir tahmin yürütebiliriz. Ancak sözü edilen bu kanın katılımcılar tara-fından bir tastan (bazen de bir kafatasından) içilmesi ya da katılımcıların sadece kanlarını akıtması olasıydı. Romanlar-da ve Bulgarlarda, resmî bir anlaşma yapmak için bir kö-peği ortadan ikiye bölmek gerekmekteydi. Joinville, Koman kralının Yunan kralı ile bir anlaşma yaptığından söz eder. Bunun için her iki hükümdar, bir miktar kanlarım akıtmak, büyükçe bir gümüş bardağa doldurmak ve bunu karıştır-dıktan sonra içmek zorundaydılar: "O andan itibaren kan kardeşi olmuş olduklarını söylüyorlardı." Hemen ardından Joinville bir ikinci ritüeli betimlemektedir: "Bizlerin ve adamlarımızın arasından bir köpeği koşarak geçirdiler, onu kılıçlarıyla parçaladılar ve bizim adamlarımız da aynısını yaptılar. Şöyle dediler: "Eğer birbirimize sadakatsizlik ede-cek olursak, bizleri de tıpkı bu şekilde kesip parçalasınlar.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder