Ziya Kılıç anlatıyor:
Yıl 1909... Beşinci kolordu kurmay başkanlığına
katılan Yüzbaşı Mustafa Kemal, Selanik'teydi. 38. Merkez Alayı Kumandanı Albay
Saadettin Bey tedavi için İstanbul'a gitmek üzere izin aldı.
Saadettin
Bey'in, yerine kimi bırakacağını herkes merak ediyordu.Sonradan Saadettin Bey'i
Kolağası Mustafa Kemal'in temsil edeceğini öğrendik.Şaşırdık. Çünkü Mustafa
Kemal henüz kıdemli bir yüzbaşıydı,kendinden daha üst rütbede olanlar vardı.
Büyük
rütbeli subayların şaşkınlıkları çabuk geçti. Mustafa Kemal, bütün subaylara
kendini sevdirmişti. Kenti gezerken, halka karşı davrabışlarına tanık olanlar,
kendisine hayranlık duyuyorlardı.Şimdi, onun böyle görevde ne yapacağı merak
ediyorduk.
Alayın
Mustafa Kemal tarafından teslim alındığı günü, belki de tarihimizde önemli bir
dönüm noktası olarak kabul etmemiz doğru olur.
Ogün Mustafa
Kemal alayı selamlamaya beyaz bir atın üzerinde gelmişti. Bütün gözler ondaydı.
Alay'ın önüne gelince selam durumuna geçti, sonra hızla atından yere atladı.
Yürüyerek askeri selamlayacaktı.
''Selamün aleyküm asker! '' demesini bekliyorduk. Ama hiç
beklemediğimiz bir şey oldu; Mustafa Kemal:
''Merhaba asker!'' dedi.
Bu,
ilk kez karşılaşılan bir durumdu. Askerler nasıl yanıt vereceklerini
bilmiyordu. Birkaç saniyelik sessizliği İstanbullu askerler bozdular:
''Merhaba Bey'im...''
Ordu ilk kez bir kumandanından, ''Merhaba Asker'' selamını almıştı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder