site içi arama

2 Nisan 2016 Cumartesi

UYGUR MEDENİYETİ


İslâm öncesi Türk devletlerinde boylar yazın yaylak denilen serin, sulak, otlağı bol yüksek yaylalarda, kışın ise kışlık denilen daha ılık ova ve vadilerde yaşarlardı. Hükümdarların da yazlık ve kışlık olmak üzere iki merkezleri bulunurdu. Uygurlar için de durum aynı idi. Kışlık bölgede evlerin daha ziyade kerpiç veya ahşap olması tercih edilirdi. Surlar bile kalın ağaç kütüklerinden yapılırdı.
Ticari açıdan bakıldığında, Uygurlar komşu devletlere canlı hayvan, kösele, deri, kürk ve hayvansal gıdalar satarlar, karşılığında hububat ve ipek alırlardı. Bu devirde Türklerle komşuları arasındaki ticaret iki yoldan gerçekleşiyordu. 1. İpek Yolu: Bu yol Çin’den başlıyor, Türklerin çoğunlukta olduğu İç Asya’dan geçip Akdeniz’e ulaşıyordu. İpek Yolu’na hâkim olan devlet devrin dünya ticaretine hâkim olacağından, bölgenin büyük devletleri arasında kıyasıya bir rekabet vardı. 2. Kürk Yolu: Bu yol, Hazar ve Bulgar ülkelerinden başlayarak, Ural, Güney Sibirya, Altay- lar ve Sayan dağları üzerinden Çin’e ve Amur nehrine uzanıyordu. Bozkır sahasının çoğunluğunu otlaklar meydana getirmekteydi. Tarıma elverişli topraklarda Uygurlar buğday ve darı başta olmak üzere tahıl ürünlerini ekip biçmekteydiler.

İslâm öncesi Türk devletlerinde ekonomi, bağlı devletlerden alman yıllık vergi ve hediyeler ve halktan toplanan vergilere dayanıyordu. Vergi toplama işlemi özel memurlar tarafından yerine getiriliyordu. Ayrıca işlek ticaret yollarından sağlanan vergiler ve madencilikten elde edilen yüksek gelir devletin mali gücünü artırıyordu. Para olarak üzeri resmî damgalı ipek parçaları kullanıyorlardı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder