Altun-Ordu Hanı Özbek (1312-1340)’den dolayı Özbekler diye anılan Orta Asya Türkleri’nin
bir kısmı, bu hanlığın gerçek kurucusu olup, 1428’de Sibir şehrinde (Tobolsk yakınında) han
ilân edilen Ebû’l-Hayr (Batu’nun kardeşi Şibân soyundan)’ın idaresinde toplanmıştır. Ebû’lHayr
Han 1431’de Gürgenç dâhil Harezm’e, 1447’ye doğru Seyhun dolaylarındaki Sığnak
şehrinden Özkent’e kadar bütün bölgeye hâkim oldu. Fakat 1457’de Moğol Oryatlar’ın
hücumuna uğraması üzerine çıkan karışıklıklarda Moğol âilerinden bazıları ile bir kısım
Özbek grupları Moğolistan’a doğru çekildiler (Kazaklar) ve oralarda Kırgızlar’la karıştılar ki,
bunlar, sonra Kırgız-Kazaklar diye anılmıştır.
Ebû’l-Hayr (Ölm. 1468)’dan sonra oğlu Şah-Budak, Çağatay hanlarının baskısı karşısında
nüfuzunu kaybederek ülkesi Kırgız-Kazaklar’ın ve Harezm Timurluları’nın hâkimiyetine
geçti. Ancak oğlu Muhammed Şibânî, Timurlular’ın anlaşmazlıklarından faydalanarak
Mâveraünnehir’i ele geçirmeği başardı (1500). Sonra Çağatay Hanı ile Uygur bölgesi
hâkimini bir arada mağlûp ettiği Ahsî Savaşı (Fergane’de, 1503) sonunda Taşkent ve Sayram
bölgelerini, Timurlu Hüseyin Baykara’nın ölümünden sonra Harezm’i, 1506-1507 yıllarında
da Belh ve Herat şehirlerini alarak Mâveraünnehir, Fergane, Horasan ve Batı Türkistan’ın
hükümdarı oldu. Fakat Merv’de Safevîler’le yaptığı savaşı kaybetti ve öldü (1510). Şibanî
Özbek hâkimiyeti de dağılır gibi bir duruma girdi. Bir yandan Timurlular, bir yandan
Safevîler’le uzun mücadelelerden sonra Mâveraünnehir’de yeniden Özbek hâkimiyeti
kuruldu. Başkent Semerkant idi, Buhâra, Taşkent gibi büyük merkezlerde hânedan üyeleri
oturuyorlardı. Han II. Abdullah (1560-1598) Horasan’ı da içine alan ülkesinde tam bir iktidarı
temsil ediyordu. Fakat Safevî Şah Abbas’a mağlûbiyeti Özbek Hanlığı’nın parçalanmasına
yol açtı. Horasan Safevîler’e, Taşkent ve dolayları Kırgızlar’a geçti. Diğer yerlerde müstakil
hanlıklar kuruldu.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder