site içi arama

6 Nisan 2016 Çarşamba

Kazan Hanlığı’nda Sosyal ve İktisadî Hayat

Kazan Hanlığı da aynen İdil Bulgar ve Altın Orda devletleri gibi, farkı din ve ırktan birçok kavmin bir arada yaşadığı bir ülke idi. Ülkenin bütün alanlarında Bulgar, Kıpçak ve diğer Türk boylarının karışımından meydana gelen ve daha sonra Tatar olarak adlandırılacak Kazan Türkleri hâkim konumdaydı. Tatarlardan başka hanlıkta Başkurtlar, Çuvaşlar, Çeremisler (Mari), Arlar (Udmurtlar), Mordvalar gibi topluluklar yaşıyordu. Kazan Hanlığı’nın resmî dini İslamiyet olmakla birlikte Kazan hanları da aynen Altın Orda hanları gibi bütün dinlere müsamahalı davranmışlardır. Gerek Tatarlar, gerekse de diğer halkların büyük çoğunluğu, köylerde yaşıyor ve ziraat ve hayvancılıkla uğraşıyordu. Çuvaşlar ve Mordva halkı arıcılıkla da uğraşıyorlardı. Balıkçılık ve avcılık da çok gelişmişti. Gayrimüslim halklardan vergi olarak çeşitli hayvanların kürkleri toplanıyordu. Bundan dolayı Kazan panayırlarında Kazanlı tüccarlar en çok bal ile kürk ticareti yapıyorlardı.

Kazan Hanlığı’nın idari ve askerî yapısı ise Altın Orda’nın teşkilatına çok benziyordu. Kazan hanlarının hepsi, Cengiz Han’ın soyundan gelmiştir. Hanın hâkimiyeti sınırsız olmakla birlikte, hanlar önemli meseleleri görüşmek için yanlarında dört önemli zatı bulunduruyorlardı. Bu önemli zattan kastedilen karaçibeyleri idi. Şirin, Argun, Barın ve Kıpçak kabilelerinin reisleri olan bu karaçibeyler, Altın Or- da’da daha çok mirza, emir, bey olarak geçiyordu. Her ne kadar karaçilerden oluşan divana sadece danışmanlık hakkı tanınsa da han ve karaçilerin şahsi becerilerine göre onların etki ve yetkileri değişmiştir. Hanların küçük yaşta oldukları dönemlerde hâkimiyet bilfiil onların elindeydi.

Askerî teşkilat ise Altın Orda nizamına göre kurulmuştu. Ordunun esas kısmını, atlı birlikler oluşturuyor ve bunların başında da Tatar zadegânlarının oğullarından oluşan oğlan zümresi bulunuyordu. Oğlanlar, hanların resmî vesikalarında ruhani ve asilzadelerle birlikte zikrediliyor ve bunlara da hizmetleri karşılığında arazi veriliyordu. Kazan Hanlığı’nda toprağın büyük çiftlikler hâlinde işletildiği, han ailesinin, beyler, mirza, oğlanlar ve din adamların arasında paylaştırıldığı bilinmektedir. Bu topraklar bunlara hana hizmetlerinden dolayı suyurgal olarak verilmiştir.

Yukarıda adı geçen yönetici ve imtiyaz sahibi kimselerin yanı sıra vergiye tâbi olan ahali de mevcuttu. Bu zümreye şehrin tüccarı, esnafı, işçiler ve köylü çiftçiler dahil oluyordu. Devlet idaresinde hiçbir rol oynamayan bu zümrenin başta vergi ödeme olmak üzere çeşitli yükümlülükleri vardı. Tatar kaynaklarında, “kul’’ ve “kara halk’’ olarak tasvir edilen toplumun bu tabakası, hukuki açıdan bağımsız olmasına rağmen, uygulamada derebeylere bağlı fakir kimselerdi. Kaynaklarda geçen vergi isimlerinden anlaşıldığına göre, Kazan Hanlığı’ndaki vergi sistemi de Altın Orda’daki sisteminin devamı niteliğindeydi.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder