site içi arama

2 Nisan 2016 Cumartesi

Kansu (840-1226) ve Beşbahk Uygurları (840-1368)

Orhun bölgesinde kendilerine hayat olmadığını anlayan Uygurlar, bundan sonra iki kola ayrılarak değişik ülkelere göç ettiler. Bir grup Kansu bölgesine giderek Kansu Uygur Devleti’ni kurdu. Ancak, bu devlet genelde Çin’e bağlı kalmış, önce T’ang hanedanı (907’ye kadar), sonra Beş Hanedan devrinde (960’a kadar) Çin ile iyi ilişkilerini sürdürmüştür. Bazen karşı gelseler de herhangi bir büyük çatışma olmamıştır.
Pek fazla bir askerî varlık gösteremeyen Kansu Uygurları, 940’tan sonra Kıtan- lara, 1028’den sonra Tangutlara, 1226’da ise Moğollara tâbi oldu. Onlar günümüzde hâlâ Sarı Uygurlar adıyla varlıklarını sürdürmektedirler.
Orhun bölgesindeki siyasi varlıklarını kaybettikten sonra bir kısım Uygurlar Beşbalık bölgesine gitmişti. Bunlar Beşbalık, Turfan ve Tanrı Dağları etrafına yerleşmiştiler. Beşbalık Uygurları, bu sıralarda Tibetlilerin yoğun baskısı altındaki T’ang hanedanı tarafından tanındı. Uygur ülkesi İpek yolu üzerinde olması ve doğal kaynaklara sahip bulunması sebebiyle kısa süre içinde zenginleşti. Uygurların desteğiyle Maniheizm inancı Çin’de yayıldı. 911’de Kansu Uygurlarının Tun-hu- ang’ı alması üzerine Çin’den koparak tamamen bağımsız oldular. Ancak, Tibetliler ve Karluklar arasında sıkışan bu Uygurlar hakkında fazla bir kayıt tutulmamıştır. Anlaşılan o ki, Uygurlar Turfan, Hami, Kaşgar, Beşbalık ve Kuca gibi şehirlerde sa nat, edebiyat ve ticaret sahasında kendilerini geliştirdiler ve önemli eserler ortaya koydular. 947’de başkentleri Koço, yazlık merkezleri ise Beşbalık’ta bulunuyordu. 948’den sonra hükümdarları îduk-kut unvanıyla anılmaya başlamıştır.
Beşbalık Uygurlarında Budizm daha fazla yayılmış, neredeyse Maniheizm’in yerini almıştır. Daha sonraki asırda az olmakla beraber Nesturi Hıristiyanlığı ve özellikle de İslamiyet kabul görmüştür. Takip eden devirlerde İslam buradan Çin’e doğru yayılmıştır.

Karahıtay Devrinde Uygurların İduk-kut Barçuk Art Tegin adlı bir hükümdarları bulunuyordu. İduk-kut 1209 yılında, Cengiz Han’a bağlandı. Moğollar döneminde İduk-kut sülalesi varlığını devam ettirdi ve 1368 yılında sonra İduk-kut, Ho- shang Ming İmparatorluğu’na teslim oldu. Karahıtay ve Cengiz İmparatorluğu döneminde birçok Uygur yüksek mevkilerde görevler almıştır (Tata Tonga gibi). Uygur kültürünün izleri zenginliğinden ve derinliğinden dolayı Orta Asya’nın doğusunda ve batısında her zaman hissedilmiştir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder