site içi arama

7 Nisan 2016 Perşembe

KAFKASYA’DA YENİLEŞME Kafkasya’da Rus Yayılması ve Etkileri

Rusya’nın Kafkasya’ya olan ilgisi Çar Petro zamanına kadar uzanır. 1722 tarihinde Ruslar Hazar’ın batısını ve güney kıyılarını ele geçirdilerse de, bu yayılma girişimi 1735’te Iran hükümdarı Nadir Şah’ın başarılı ilerleyişi sayesinde bertaraf edildi. 1785’te Rusya yeni bir girişimde bulunarak Kırım ve Kuban arası bölgeyi ele geçirdi. Gürcü krallıklarının birbiri arkasından Rusya himayesini kabul etmesiyle Rus hâkimiyeti, Iran himayesinde varlığını sürdüren Kafkasya hanlıklarına (Kuba, Derbent, Şeki, Gence, Erivan, Şirvan, Bakü, Karabağ ve Nahcivan hanlıkları) kadar dayandı.

Bu istilanın önündeki en büyük sorun Iran engeliydi. XIX. yüzyılın ilk on yılı bu hanlıklar üzerindeki hâkimiyet mücadelesiyle geçti. 1812’de Rusya’nın galip geldiği savaş sonunda imzalanan Gülistan Antlaşmasıyla, Iran Şahı Karabağ, Şeki, Kuba ve Derbent hanlıkları üzerindeki hâkimiyetinden vazgeçmek zorunda kaldı. Bundan on dört yıl kadar sonra, İran’ın kaybettiği toprakları geri alma teşebbüsü başarısızlıkla sonuçlandı. 1828’de yapılan Türkmençayı Antlaşmasıyla Erivan ve Nahcivan hanlıkları ile Ordubad bölgesi Rusya’ya bırakıldı. Antlaşmadan kısa bir süre sonra başlayan Osmanlı-Rus savaşı OsmanlIların yenilgisi ve 1829 Edirne Antlaşmasıyla son buldu. Böylece Ruslar Karadeniz’in doğu kıyısını da ele geçirerek bölgedeki hâkimiyetlerini perçinlediler.

Rus yayılması bölgenin etnik ve demografik yapısını değiştirdi. Aras nehrinin kuzeyinde yer alan Türk halkına Şirvanlılar deniliyordu ve bunların çoğunluğu Sünni mezhebine mensuptular. Rus istilası sonunda bunlardan bir kısmı Osmanlı topraklarına göç etti; böylelikle bölgedeki Sünniler nüfus kaybına uğradı. Çarın emriyle Erivan ve Nahcivan Hanlıkları topraklarında bir Ermeni oblastı (bölgesi) kuruldu. 1860’larda Rusya’nın Dağıstan’ı ele geçirmesiyle Osmanlı devletine yapılan göçler sonunda Sünni nüfus önemli oranda azaldı. Rusya bölgedeki etnik ve mezhepsel farklılıkları ustalıkla kullanmakta, Sünni halkın çıkardığı isyanları Şiî milislerden oluşan güçlerin yardımıyla bastırmaktaydı.

Hanlıklar ortadan kaldırılıp yerine Rus idari sistemi yerleştirildi. 1820’lerde Azerbaycan topraklarında Rus vilayetleri (Bakü, Derbend, Şeki, Karabağ, Şirvan, Taliş) kuruldu. 1841’de alınan yeni bir kararla hanlık yönetiminin son kalıntıları da ortadan kaldırıldı. Daha önce ağa ve beylere verilen toprak bağışları yeni getirilen Rus göçmenlere dağıtıldı. Ancak bu karar memnuniyetsizliklere ve isyanlara sebep oldu. Bunun üzerine, 1845’te yeni bir düzenlemeye gidilerek Kafkasya Genel Valiliği oluşturuldu ve yerel seçkinlerle işbirliği siyaseti izlenmeye başlandı. Bundan bir yıl sonra, ağalar ve beyler dvoryan (orta halli toprak sahibi) sınıfı statüsüne yükseltildi. Ayrıca, ağa ve bey çocuklarına sivil idari görevlerde memur olma imkânı sağlandı.

1865’te ılımlı politika terk edilerek Ruslaştırma ve merkezileşme siyaseti izlenmeye başlandı. Yerel personel bürokrasinin en alt katmanlarına itilerek önemli mevkilere Rus kökenliler yerleştirildi. Şehir yerel yönetimlerinde Müslüman halk nüfus oranlarının oldukça altında temsil edildi. Yüzyılın sonuna doğru Rus göçmenlerin yerleştirilmesine devam edildi. Ülkenin en iyi toprakları yeni gelenlere verildi. Bu durum, Rus karşıtı duyguları güçlendirdi.

İdari düzenlemelerin olumlu yanı Azerbaycan’da iç birliği güçlendirmesiydi. Hanlıkların ilga edilerek Elizavetpol (Gence) ve Bakü Gubernatörlüğü (Valiliği) adı altında iki vilayetin kurulması yerel bölünmüşlüğü ortadan kaldırdı ve Azerbaycan anayurdu denilebilecek bir ülkenin çekirdeğini oluşturdu.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder