site içi arama

4 Nisan 2016 Pazartesi

HAZARLAR (626-1000)


Doğu Avrupa’da ilk defa muntazam devlet kuran Türk topluluğu Hazarlardır. Sa- barlarm yaşadığı sahada Sabar ismi yerine birdenbire ortaya Hazar isminin çıkması, Sabarlar ile Hazarlar arasında bağlantı olduğunu göstermektedir. Hazar kelimesi, Sabar gibi, “serbest dolaşan, gezen” anlamına gelmektedir. Hazar Hakanlığı topraklarında birçok Türk grupları vardı. Bunun için buralarda çeşitli Türk lehçeleri konuşuluyordu. Hazarların coğrafi durumu çok önemli bir mevkide bulunduğu için, Hazar ülkesinin ağırlık merkezi İtil Boyu’dur. Burası, İtil, Yayık, Don ve Ku- ban gibi dört büyük nehrin havzasını oluşturuyordu. Aynı zamanda en önemli ticaret yolları üzerinde bulunuyordu. Bu yollardan en önemlisi İtil nehridir. İslâm dünyası ile Çin ve İskandinavya arasındaki ticaret faaliyeti buradan geçiyordu. Aynı şekilde Harezm’den İtil boyuna ve oradan Karadeniz sahillerine giden kervan yolu da buradan geçmekte idi.

Hazar ismi ilk defa 558’de Sasanî-Sabar savaşlarında geçmekte, 576 yılında Gök-Türk hâkimiyeti Karadeniz’in kıyılarına ulaşınca Çin kaynaklarında da görülmektedir. 568 yılındaki Bizans kaynağında ise artık iyice tanınırken, aynı zamanda Türk adı ile de anılıyordu. Bu sıralarda Hazarlar, Batı Gök-Türk Kağanlığının batıda en uç noktasını meydana getiriyorlar ve yine Batı Gök-Türklerinin arzusu ile Sa- sanîlere karşı Bizans’a yardım ediyorlardı. İslâm ve Ermeni kaynaklarına göre Hazarların Gök-Türklere bağlılığı VII. yüzyılın ortalarına kadar sürmüştür. Bu devirde Hazarların Derbend’i geçerek Gürcistan’a ve Azerbaycan’a akınlar yaptıklarını ve Tiflis’i kuşattıklarını görmekteyiz. 626 yılında Avarlarla Sasanîler İstanbul’u kuşatınca, Bizans İmparatoru Herakleios Tiflis’e gelip Hazar yabgusu ile görüşerek ondan sağladığı ordu ile Bizans içlerine yürüdü. Daha sonra yine Hazarlardan Çorpan Tarhan Sasanîlere karşı başarılar kazanıp Anadolu’yu Sasanîlerden kurtardı. Bu sırada Yabgu, Tiflis’e girip bazı Ermeni kitlelerini hâkimiyetine aldı (629).
Hazar Hakanlığı’nın gerçek kuruluşu 630 yılındadır. Bu tarihte doğuda GökTürk Devleti fetret devrine girince, Hazarlar müstakil bir devlet olarak tarih sahnesine çıktılar. Hazar Devleti kurulur kurulmaz, Sasanî ve Bizans imparatorlukları arasındaki savaşlarda rol oynamaya başladılar; Hazarlar Bizans’la dostluk kurup, Sasanîlere saldırdılar. Türk-Bizans ortak hareketinin neticesinde Sasanî İmparatorluğu zayıfladı, arkasından İslâm kuvvetleri tarafından yıkılarak, tarih sahnesinden çekildi. İslâm kuvvetlerinin hareketi Kafkaslarda Ermenya bölgesinde gelişmeye başlayınca, Türk-Bizans dostluğu daha da arttı. Siyasi menfaatlerin ortak olması, hükümdar aileleri arasında evlenmeler yolu ile akrabalık kurulmasına yol açtı. İmparator II. Justinianus (685-695) ve V. Costantinus (741-775) Hazar prensesleri ile evlendiler. Costantinus’un Hazar prensesi Çiçek’ten doğma oğlu IV. Leon (775780), “Hazar Leon” olarak tanınmıştır.

Bizans imparatorları çoğu zaman kendi iç ve dış meselelerinde Hazarların yardımını sağlamaya çalıştılar. Vin-IX. yüzyıllarda Hazar Hakanlığı genişleyerek Doğu Avrupa’nın en önemli devleti oldu. Bu sırada Kama ve İtil boyundaki birçok kavim, İdil Bulgarları ve çeşitli Fin kavimleri Hazar hakanına tâbi idi. Ayrıca orta Din- yeper boyundaki çeşitli Slav kavimleri Hazar hâkimiyetini kabul ettiler. Hazar Hakanlığının sınırları Yayık nehrinden başlayarak batıda Özü nehrine kadar geniş bir sahayı kaplıyordu. Bu sıralarda Karadeniz’in kuzeyindeki Büyük Bulgarya devleti, Hazarların hücumları neticesinde yıkılmış, buradaki bütün geniş ovalar Hazarların eline geçmişti.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder