Cengiz Kağan, Harezmşahlardan sonra Tangutlar üzerine
düzenlediği sefer sırasında 1227’de ölmüştür. Onun ölümü üzerine en küçük oğlu
Tuluy imparatorluğun naibi olmuş, 1229 yılında tamamlanan kurultayda ise
kağanlığa Cengiz’in üçüncü oğlu Ögedey (1229-1241) seçilmiştir.
Ögedey çok hassas bir dönemde kağan seçilmişti. Çünkü
başkent Karakurum’a uzak yerlerin fetihleri çok yeniydi ve savaşılan devletler
kaybettikleri toprakları geri almak için harekete geçtikleri gibi iç
karışıklıklar da ortaya çıkmıştı. Güçlü bir yönetim ortaya koyan Ögedey, bu
sorunların üstesinden geldiği gibi idare düzenini de sağlamlaştırmıştır. Onun
döneminin en önemli gelişmesi Doğu Avrupa’da imparatorluğun genişlemesine imkân
sağlayan II. Deşt-i Kıpçak Seferi (1229- 1242)’dir. Yeni kağan döneminde batı
yönünde genişlemenin yanı sıra, güney Çin ve Ortadoğu yönünde de seferler
düzenlenmiştir.
Ögedey’in ölümünden sonra imparatorlukta yeni kağanın
seçimi uzun sürdü. Ara dönemde naipliği, ölen kağanın hanımı Törekene Hatun
yaptı. Ögedey zamanında oldukça güçlenen merkezî idare, belirsizliğin olduğu
ara dönemde büyük yara aldı. Hanedanın en büyüğü olan Altın Orda hanı Batu da,
II. Deşt-i Kıpçak Seferi sırasında anlaşmazlığa düştüğü Ögedey’in oğlu Güyük’ün
yeni kağan seçilmesine engel olmaya çalıştı. Böylece hanedan üyeleri arasında
ilk çatlak ortaya çıkmış oldu. Ancak, sonuçta Güyük (1246-1248) yeni kağan
seçildi.
Sadece on sekiz ay kağanlık yapabilen Güyük, kaynaklarda
sert ve zeki, bunun yanı sıra da aksi ve hasta biri olarak tasvir edilir. Kağan
seçiminde çıkan sıkıntılar nedeniyle güvenliğini garanti altına almak amacıyla
Güyük idare merkezini Kara- kurum’dan babasının hissesi olan Imil Nehri
kıyısına taşımıştır. Babası döneminde güney Çin’de hüküm süren Song Devleti
(960-1279), Irak’ta bulunan Abbasî Halifeliği (750-1258) ve İran’daki
Ismailîler (1090-1271) üzerine düzenlenen seferleri devam ettirdi. Batu Han üzerine
tahmin edilen bir sefer hazırlığı sırasında hastalanarak Nisan 1248’de öldü.
Yeni kağan seçilinceye kadar imparatorluğa Güyük’ün hanımı
Oğul Kaymış naiplik yaptı. Ara dönemde Batu Han’ın desteğini kazanan Tuluy’un
oğlu Möngke (1251-1259)’nin kağanlığı kesinleşince Çağatay ve Ögedey
hanedanlarına mensup oğlanlar (şehzadeler) buna şiddetle itiraz ettiler.
İmparatorluğun üst düzey yetkililerinin de Möngke’ye karşı tavır alması
imparatorlukta merkezî yönetime büyük güç kaybettirdi. Möngke kendisini istemeyenleri
ortadan kaldırarak sorunu çözmek zorunda kaldı. Kağanlığına karşı çıkan devlet
ileri gelenlerinden çoğunu öldürttü. Cengiz hanedanına mensup oğlanların bir
kısmı öldürüldü, bir kısmı sürgüne gönderildi, bir kısmı ise kağanlık
merkezinde gözetim altında tutuldu. Sonunda Möngke 1251 yılında kağaOnun
döneminde Kore, güney Çin, Tibet, Irak ve İran başlıca sefer güzergâhları
olmuştur. Kağanın kardeşi Kubilay güney Çin; diğer kardeşi Hülagu Iran ve
Irak’a başarılı seferler gerçekleştirmişlerdir. Ne var ki, imparatorluğun son
kağanı olan Möngke 1259 yılında Çin seferi esnasında ölmüştür.
Ondan sonra Tuluy’un dört oğlundan ikisi olan Kubilay ve
Arık-Buka arasında kağanlık için çatışma yaşanmış, Arık-Buka başkent
Karakurum’da kağan ilan edilirken Moğol ordusunun desteğini arkasına alan
Kubilay ise Pekin (Hanbalık)’de kağan olmuştur. Böylece Moğol Imparatorluğu’nda
aynı anda iki kağan ortaya çıkmıştır. iki kardeş arasındaki mücadele dört yıl
sürmüş, sonunda Kubilay kazanan taraf olmuştur. Ne var ki, onun kağanlığı başta
Altın Orda olmak üzere diğer hanlıklar tarafından kabul görmemiştir. Bu
nedenden ötürü Moğol Imparatorluğu’nun sona erdiğini söylemek mümkündür. Artık
Deşt-i Kıpçak’ta Altın Orda, Mâverâün- nehr ve Doğu Türkistan’da Çağatay
Hanlığı, İran’da Ilhanlılar ve Çin’de de Yüan Hanedanı Moğol Imparatorluğu’nun
ardılları olarak hüküm sürmüşlerdir.n seçildi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder