site içi arama

5 Nisan 2016 Salı

Harezm Seferî

1097 yılında kurulan Harezmşahlar İmparatorluğu, 1218 yılında en parlak dönemini yaşıyordu. Merkezî toprakları Amu-Derya’mn mecrası boyunca Aral Gölü’nün güneyinde yer alan Harezm’de kurulan imparatorluğun başkenti Gürgenç’ti. 1218 yılma kadar, Kara-Hitay Devleti, Harezmşah Muhammed ile Cengiz arasında paylaşılmış, böylece komşu olunmuştu. İki imparatorluk arasında elçiler gidip gelmiş, dostluk ilişkileri kurulup ticaretin geliştirilmesi kararı alınmıştı.
Her Türk imparatorunun hedefi olan Çin’i fethetmeyi Cengiz Kağan’ın başarması ve onun çok da kuvvetli olmadığına dair yanlış istihbarat raporları, Muhammed Harezmşahîn Moğollara karşı tavır almasında başat etkenler olmuştur. 12181219 kışında Cengiz Kağan’a ait 450 kişiden oluşan bir ticaret kervanı Harezmşah- lara bağlı Otrar valisi İnalcık tarafından yağmalanmıştı. Bazı kaynaklara göre valinin açgözlülüğü, bazı kaynaklara göre ise kervanda casuslar olduğunu ileri sürmesi valiyi böyle bir harekete sevk etmiştir. Casusluk meselesinde vali muhtemelen haklıydı. Çünkü Moğol kağanı komşusunun gücünü öğrenmek istiyordu. Neden her ne olursa olsun kervandaki mallara el konulmuş ve Cengiz Kağan’a haberi ulaştıran biri dışında herkes öldürülmüştü. Durumu öğrenen Moğol imparatoru, soğukkanlılığını koruyarak Muhammed Harezmşah’a bir elçilik heyeti göndermiş ve valinin kendisine teslimi ile yağmalanan malların iadesini istemişti. Ne var ki, kağanın isteği yerine getirilmediği gibi gönderdiği elçilerden biri de öldürülmüştü.
 Harezmşahlar imparatorunun bu hareketi geri dönülmez gelişmelere sebep olmuştur. Cengiz’in sefer düzenlemesi artık kaçınılmazdı. Üstelik Muhammed Ha- rezmşah’m uluslararası hukukta dokunulmaz olan tacir ve elçileri öldürmesi onu haksız konuma düşürmüştü. Sonunda Cengiz, büyük bir ordu hazırlayıp Harezmşahlar seferine çıktı.
Anayurdundan çok uzakta ve olduğundan daha güçlü zannettiği Harezmşahla- ra düzenleyeceği sefere çok iyi hazırlanan Cengiz Kağan, fetih hareketinde Çin seferi tecrübelerini kullandığı gibi, sefer sonunda elde ettiği Çinli uzman ve savaş tekniklerinden de yararlanmıştır. Buna karşılık Muhammed Harezmşah büyük bir imparatorluğa sahip olmasına rağmen onun egemenliği ülkenin pek çok yerinde daha yeni sağlanmış, ancak tam anlamıyla pekişmemişti. Ayrıca, Cengiz Kağan’ı bir meydan savaşı ile karşılamak yerine ordusunu imparatorluk şehirlerine dağıtıp bölge savunması şeklinde strateji geliştirmişti. Çünkü ordusunun Moğollar ile bir meydan savaşında başarı kazanacağına inanmıyordu. Nedeni, ordusunun büyük oranda ücretli askerlerden oluşmasıydı. Orduyu oluşturan Türk ve Tacik gruplar birbirine rakiplerdi ve aralarında çekişme vardı.
Ordusunu üçe ayırıp üç koldan Harezmşahlar İmparatorluğu’nun üzerine yürüyen Cengiz Kağan, Otrar şehrinden başlamak üzere imparatorluk şehirlerini birer birer ele geçirdi. Mesela, bu şehirlerden Buhara Şubat 1220, Semerkand Mart 1220, başkent Gürgenç ise Nisan 1221’de teslim oldu. Moğol fetih hareketi o kadar ani ve şiddetli olmuştu ki, Muhammed Harezmşah’ın kuşatmaya uzun süre dayanacağını tahmin ettiği şehirlerin birbiri ardına kısa sürede düşmesi onun direncini kırmış ve kaçmasına neden olmuştur. Sonunda, Hazar Denizi’nde sığındığı bir adada kederinden ölmüştür. Oğlu Celâleddin Harezmşah, Moğollara karşı kısmî başarılar kazansa da, o da tutunamamış ve Ağustos 1231’de öldürülmüştür
Türkistan’ın istilasından sonra Cengiz Kağan, daha batıdaki bölgeler hakkında bilgi edinmek amacıyla bir keşif seferi tertip ettirmiştir. I. Deşt-i Kıpçak Seferi olarak da anılan bu seferin komutanlığına iki ünlü generali, Cebe ve Sübütey, atanmıştır. Kuzey Iran üzerinden, Hazar’ın çevresi boyunca kuzeye ilerleyen ordu 1223 yılında bugünkü Ukrayna topraklarında, Kalka Nehri kenarında müttefik Kıpçak- Rus ordusuyla savaşmış ve onları yenilgiye uğratmıştır. Bu zaferle Doğu Avrupa’nın fethi gündeme gelmiştir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder