site içi arama

5 Nisan 2016 Salı

Moğollarda Devlet Yönetimi



Cengiz Kağan’a kadar bir orman kavmi olan ve tarihî kayıtlarda pek de bahsedilmeyen Moğollar, onunla birlikte en çok sözü edilen halklardan biri olmuşlardır. Cengiz Kağan’ın neredeyse sadece kendisine ait olan bu başarısı bir halkı dönüştürmüş ve Asya tarihinin gördüğü ilk en büyük kara imparatorluğunun kurulması ile neticelenmiştir. Peki, böyle bir imparatorluğun teşkilatı nasıldı?
Cengiz Kağan Borcigin Boyu (obok)’nun bir parçası olan Kiyat Klanı (yasun)’na mensuptu. O ve nesli imparatorlukta tek yönetici aile olarak kabul edilmiş, XIX. yüzyılın başlarına kadar onun soyundan olmayan biri Orta Asya’da kurulan devletlerde iktidara gelememiştir. Timur gibi güçlü liderler dahi kendilerini kağan ilan etmekten çekinmişler, yanlarında kukla da olsa Cengiz Kağan soyundan birini bulundurmak zorunda hissetmişlerdir. Kaynaklarda bu durum hanbazî (han oyunculuğu) olarak ifade edilmiştir.
Cengiz, 1206 kurultayında “kağan" unvanı almış ve ondan sonra bütün ardılları bu unvanı kullanmışlardır, imparatorluk hanedanın ortak malı kabul edilmiştir. Yönetici aile “ak kemik", hanedan dışından olan en üst devlet görevlileri de dâhil olmak üzere bütün halk (tebaa) ise “kara kemik" olarak ifadelendirilmiştir. Yeni kağan, Cengiz evladı olmak kaydıyla kurultayâz seçilmiştir.
Nöker terimi başlangıçta, Cengiz’in daha küçüklüğünden itibaren yanında bulunmuş, ona koşulsuz destek vermiş ve kariyerini elde etmede etkin rol üstlenen kişiler için kullanılmıştır. Bu kişiler Cengiz’in kağan seçilmesinden sonra devletin siyasî-askerî bürokrasisinde önemli görevlere getirilmişlerdir. Ne var ki, bu terim daha sonraki yüzyıllarda anlam kayması yaşamış ve sıradan askerleri ifade etmek için kullanılmıştır.
Kağan birden fazla eş alabilirdi; ama içlerinden biri baş hanımı olurdu. Kağanlar eşlerini genellikle kendi klanlarının dışından almışlardır. En çok tercih edilen ise Cengiz’in de eşinin bağlı olduğu Kongrat kabilesidir.
Hanımlar kağanların, hem hayatta iken, hem de öldükten sonra otağlarının bekçisiydiler. Kurultaylara katılırlar; hatta zaman zaman yeni imparator seçilinceye kadar naiplik vazifesini üstlendikleri de olurdu. Aynı zamanda ülüş (tımar) sahibi de olup bu ülüşten elde edilen kazancın kullanım hakkına sahiplerdi.Cengiz Kağan, kendisine tâbi kabileleri yeniden organize ederek hem tebaası içinde tek ortak paydanın kendisi olmasını sağlamış, hem de bu sistemi ordusunun da temeli haline getirmiştir. Onluk sistem (10, 100, 1.000, 10.000) adı verilen bu uygulama ile güçlü bir idari ve askerî düzen oluşturmuştur.
Moğolların başka ülke veya topluluğa sefer düzenlemelerini temelde üç nedene bağlayabiliriz: 1) Cengiz’in atalarına yapılan saldırıların intikamını almak; 2) Moğolların düşmanlarını himaye edenleri cezalandırmak; 3) Moğol elçilerini öldürenlerden hesap sormak.
Tâbi olan yöneticinin Moğollara yedi şartı yerine getirmesi gerekirdi: 1) saraya gelip bağlılık bildirmesi, 2) kardeş veya oğlunu rehin olarak göndermesi, 3) nüfus sayımı yapması, 4) savaş zamanında asker göndermesi, 5) vergi ödemesi, 6) Moğol darugaci atanmasını kabul etmesi, 7) Yam (posta) teşkilatının kendi topraklarındaki gereksinimlerini karşılaması.
Yerel (eyalet) yönetimler için darugaci atanırdı. Onların vazifesi vergi toplamak, asker sağlamak ve yerel memurlar ile soylular arasında ortaya çıkan anlaşmazlıkları çözmekti. Darugacılar genelde Moğol taraftarı Türk yöneticiler arasından seçiliyordu. Türkistan şehirlerinin idaresi ise Cengiz Kağan’dan itibaren doğrudan merkeze bağlı olmak üzere Yalavaç ailesi aracılığı ile gerçekleştirilmiştir. Mahmud Yalavaç ve ondan sonra bu göreve gelenler genel vali sıfatıyla kağana karşı sorumlu olmuşlar ve buranın vergilerini de doğrudan başkent Karakurum’a göndermişlerdir.

Moğol İmparatorluğu’nda nüfus sayımı ilk kez Cengiz Kağan tarafından 1206 yılında yapılmış ve bütün nüfus hane halkı çerçevesinde Köke Debtefâe kayıt altına alınmıştır. Cengiz Kağan 1225 yılında yeniden nüfus sayımı yaptırmıştır. İmparatorluk toprakları genişledikçe nüfus sayımının yenilenmesi gerekmiştir. Bu amaçla, mesela, 1233 yılında kuzey Çin’de, 1240’larda Rusya’da nüfus sayımı yapılmıştır. Bütün imparatorluğu kapsayan nüfus sayımı ise ilk kez Möngke Kağan zamanında 1252 yılında yapılmaya başlanmış, 1258 yılma kadar ancak tamamlanabilmiştir

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder