Cengiz Kağan’a kadar bir orman kavmi olan ve tarihî
kayıtlarda pek de bahsedilmeyen Moğollar, onunla birlikte en çok sözü edilen
halklardan biri olmuşlardır. Cengiz Kağan’ın neredeyse sadece kendisine ait
olan bu başarısı bir halkı dönüştürmüş ve Asya tarihinin gördüğü ilk en büyük
kara imparatorluğunun kurulması ile neticelenmiştir. Peki, böyle bir
imparatorluğun teşkilatı nasıldı?
Cengiz Kağan Borcigin Boyu (obok)’nun bir parçası olan
Kiyat Klanı (yasun)’na mensuptu. O ve nesli imparatorlukta tek yönetici aile
olarak kabul edilmiş, XIX. yüzyılın başlarına kadar onun soyundan olmayan biri
Orta Asya’da kurulan devletlerde iktidara gelememiştir. Timur gibi güçlü
liderler dahi kendilerini kağan ilan etmekten çekinmişler, yanlarında kukla da
olsa Cengiz Kağan soyundan birini bulundurmak zorunda hissetmişlerdir.
Kaynaklarda bu durum hanbazî (han oyunculuğu) olarak ifade edilmiştir.
Cengiz, 1206 kurultayında “kağan" unvanı almış ve
ondan sonra bütün ardılları bu unvanı kullanmışlardır, imparatorluk hanedanın
ortak malı kabul edilmiştir. Yönetici aile “ak kemik", hanedan dışından
olan en üst devlet görevlileri de dâhil olmak üzere bütün halk (tebaa) ise
“kara kemik" olarak ifadelendirilmiştir. Yeni kağan, Cengiz evladı olmak
kaydıyla kurultayâz seçilmiştir.
Nöker terimi başlangıçta, Cengiz’in daha küçüklüğünden
itibaren yanında bulunmuş, ona koşulsuz destek vermiş ve kariyerini elde etmede
etkin rol üstlenen kişiler için kullanılmıştır. Bu kişiler Cengiz’in kağan
seçilmesinden sonra devletin siyasî-askerî bürokrasisinde önemli görevlere
getirilmişlerdir. Ne var ki, bu terim daha sonraki yüzyıllarda anlam kayması
yaşamış ve sıradan askerleri ifade etmek için kullanılmıştır.
Kağan birden fazla eş alabilirdi; ama içlerinden biri baş
hanımı olurdu. Kağanlar eşlerini genellikle kendi klanlarının dışından
almışlardır. En çok tercih edilen ise Cengiz’in de eşinin bağlı olduğu Kongrat
kabilesidir.
Hanımlar kağanların, hem hayatta iken, hem de öldükten
sonra otağlarının bekçisiydiler. Kurultaylara katılırlar; hatta zaman zaman
yeni imparator seçilinceye kadar naiplik vazifesini üstlendikleri de olurdu.
Aynı zamanda ülüş (tımar) sahibi de olup bu ülüşten elde edilen kazancın
kullanım hakkına sahiplerdi.Cengiz Kağan, kendisine tâbi kabileleri yeniden
organize ederek hem tebaası içinde tek ortak paydanın kendisi olmasını
sağlamış, hem de bu sistemi ordusunun da temeli haline getirmiştir. Onluk
sistem (10, 100, 1.000, 10.000) adı verilen bu uygulama ile güçlü bir idari ve
askerî düzen oluşturmuştur.
Moğolların başka ülke veya topluluğa sefer düzenlemelerini
temelde üç nedene bağlayabiliriz: 1) Cengiz’in atalarına yapılan saldırıların
intikamını almak; 2) Moğolların düşmanlarını himaye edenleri cezalandırmak; 3)
Moğol elçilerini öldürenlerden hesap sormak.
Tâbi olan yöneticinin Moğollara yedi şartı yerine getirmesi
gerekirdi: 1) saraya gelip bağlılık bildirmesi, 2) kardeş veya oğlunu rehin
olarak göndermesi, 3) nüfus sayımı yapması, 4) savaş zamanında asker
göndermesi, 5) vergi ödemesi, 6) Moğol darugaci atanmasını kabul etmesi, 7) Yam
(posta) teşkilatının kendi topraklarındaki gereksinimlerini karşılaması.
Yerel (eyalet) yönetimler için darugaci atanırdı. Onların
vazifesi vergi toplamak, asker sağlamak ve yerel memurlar ile soylular arasında
ortaya çıkan anlaşmazlıkları çözmekti. Darugacılar genelde Moğol taraftarı Türk
yöneticiler arasından seçiliyordu. Türkistan şehirlerinin idaresi ise Cengiz
Kağan’dan itibaren doğrudan merkeze bağlı olmak üzere Yalavaç ailesi aracılığı
ile gerçekleştirilmiştir. Mahmud Yalavaç ve ondan sonra bu göreve gelenler
genel vali sıfatıyla kağana karşı sorumlu olmuşlar ve buranın vergilerini de
doğrudan başkent Karakurum’a göndermişlerdir.
Moğol İmparatorluğu’nda nüfus sayımı ilk kez Cengiz Kağan
tarafından 1206 yılında yapılmış ve bütün nüfus hane halkı çerçevesinde Köke
Debtefâe kayıt altına alınmıştır. Cengiz Kağan 1225 yılında yeniden nüfus
sayımı yaptırmıştır. İmparatorluk toprakları genişledikçe nüfus sayımının
yenilenmesi gerekmiştir. Bu amaçla, mesela, 1233 yılında kuzey Çin’de,
1240’larda Rusya’da nüfus sayımı yapılmıştır. Bütün imparatorluğu kapsayan
nüfus sayımı ise ilk kez Möngke Kağan zamanında 1252 yılında yapılmaya başlanmış,
1258 yılma kadar ancak tamamlanabilmiştir
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder