630 yılında Batı Gök-Türk ülkesinde
T’ung Yabgu’nun öldürülmesi üzerine ülke iç karışıklığa sürüklenmişti. Başıboş
kalan çeşitli boylar, 635 yılında kendi aralarında teşkilatlanarak Türgişler
denilen halkı meydana getirmişlerdir. Buna rağmen başlarında daima Batı
Gök-Türk hanedanından gelen beyler bulunmuştur. Aslında 634 yılında Batı
Gök-Türk hanedanından Işbara ülkesini on boya bölmüş, her boya birer ok vermiş
bundan sonra unvanları On Şad ve On Ok şeklinde söylenmeye başlamıştır.
Türgişler bunlardan birinin adıdır. Yazılı belgelere göre ilk defa 651 yılında
tarih sahnesinde görülen bu Türk boyu, Batı Gök-Türk Devleti’ni (581-659)
meydana getiren On-Ok konfederasyonuna bağlı beş Tou-lu grubunun dördüncü boyu
olarak Barotala nehri boylarında tarih sahnesinde yer alır. VII. yüzyılın
ortalarında Türgişleri Ho-lo-shih Çor isimli bir başbuğ yönetmekteydi.
656 yılında Çin’deki T’ang
împaratorluğu’nun üç kol hâlinde Batı Gök-Türk Devleti topraklarına saldırması,
diğer Türk boylarını olduğu gibi, Türgiş boyunu da etkiledi. Bunun sonucunda
Türgişler Işık Göl ile İli nehri taraflarına göç ettiler. Onlardan küçük bir
grup da Beşbalık taraflarına göç etti.
Çinlilerin yaptığı bu sefer
sonucunda, batı Türk kabileleri gibi Türgiş boyu da Çin egemenliği altına
girdi. Türk oymaklarını yönetmek üzere T’ang İmparatorluğu tarafından devlet
hizmetinde görevli Türk kökenli bir kağan gönderildi. Bu durum 690 yılma kadar
devam etti. II. Gök-Türk Devleti’yle sık sık çatışan Türgişler, Bolçu savaşında
mağlup oldular.
720 yılında, batıdan gelen Emevî
ilerleyişi devam ediyordu. Maveraünnehir üzerinde Türklerin hak sahibi olduğunu
düşünen Su-lu Kağan, Arap ordusunun ilerleyişine karşı buradaki mahalli şehir
devletlerine elinden gelen yardımı yaptı. 737 senesinde bir kumandanının
komplosuna kurban giden Su-lu Kağan’ın ölümü üzerine Türgiş Devleti birliğini
koruyamadı. Çin İmparatorluğu bu durumdan yararlanmak istedi. Çinliler, Türgişlere
karşı bazı başarılar kazandılarsa da, Emevîler- le Karlukların işbirliği ile
hareket ettiği Talas Savaşı’nı (751) kaybettiler ve bölgeden çekilmek zorunda
kaldılar. Bir ara Uygur Devleti’nin baskısına maruz kalan (735-756) Türgişler,
Sarı-kara kabileler arasındaki ihtilafın büyümesi yüzünden bir daha kendilerini
toparlayamadılar ve Seyhun boylarına doğru göç etmeye başladılar. Onlardan
boşalan topraklar üzerinde Karluk Devleti kuruldu (766).
Sarı Türgiş Devleti kurulmadan önce
başbuğları Baga Tarkan unvanını taşıyordu. Onun iki devlet merkezi vardı.
Birisi Tokmak’ın kuzey batısındaki Ordukent, diğeri önceleri İli nehri
yakınındaki Kong-yue şehri, sonraları ise göçler sebebi ile taşınılan Kouna-şar
(Eskişehir) idi. Sarı Türgiş kağanı bu şekilde iki büyük kabile grubunu rahat
bir şekilde idare ediyordu.
II. Gök-Türk Devleti’nde devlet
yönetiminde kağandan sonra iki şad yer alıyordu. Sarı Türgiş Devleti bu durumu
kendine örnek almış görünmektedir. Burada Yabgu ve Şad, Tou-lo ve Nu-shih-pi
adlı kabile gruplarını yönetmekle görevli idiler. Yabgu ve şaddan sonra beyler
yer alıyordu. Burada beyler, büyük bir ihtimalle boy başkanları idiler. Sarı
Türgiş Devleti’nde bir de buyruk (bakan, vezir) görülmektedir.
Buyruk, idarede yabgu ve şaddan sonra, fakat beylerden önce gelirdi.
690’lı yıllarda Kara Türgiş
Devleti’nin başında Çor unvanlı biri bulunuyordu. Halka sert davranan ve
bölgeyi iyi idare edemeyen bu kağan, II. Gök-Türk Devleti’nin akınlarına karşı
koyamayınca Çin’e kaçmak zorunda kaldı. Başsız kalan Tür- gişlerin başına Baga
Tarkan geçti. Halkını iyi idare ettiği için sadece Türgişler değil, çevredeki
bütün diğer Türk boylarının çoğu kendi arzularıyla ona bağlandılar. Böylece
birliğine katılan diğer boylarla beraber çok güçlenen Baga Tarkan, II. Gök-Türk
Devleti’ne karşı Çinlilerin yanında yer aldı. Onun ölümünden sonra yerine oğlu
Suo-ke geçerek kağan unvanını aldı ve mensup olduğu Türgiş boylarının sıfatı
(sarı) ile bir devlet kurdu.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder