site içi arama

4 Nisan 2016 Pazartesi

İTİL BULGAR DEVLETİ (680-1391)

Kafkasların ve Karadeniz’in kuzeyinde Hun kalıntısı ve Ogur Bulgarlarının oluşturduğu devlete Büyük Bulgarya (Magna Bulgaria) denmiştir. Kurucusunun ismi Kürt’tür (Kubrat). Bulgar hükümdar ailesi Asya Hun hükümdarları sülâlesine bağlanmaktadır. 630 yılında Orta Asya’da Gök-Türklerin fetret devrine girmesi ile Hazarlar gibi Bulgarlar da idareyi kendi ellerine alarak Büyük Bulgar Devleti’ni kurdular. Bunda Avarlarm, 626’daki İstanbul kuşatmasından sonra Balkanlar ve Doğu Avrupa’da nüfuzlarını yitirmeleri de etkili oldu. Bulgar Devleti, İmparator Herak- leios (610-641) zamanında Bizans ile sıkı ilişkiler kurdu. Ancak, devlet uzun yaşamadı ve kurucusunun 665’te ölümünden kısa bir müddet sonra şehzadeler arasındaki mücadeleden istifade eden Hazar Hakanlığı’mn baskısı sonucu parçalandı.
Devletin yıkılmasından sonra Otuz-Ogurlarm çoğunluğunu oluşturduğu bir grup kuzeye çekilerek Idil Bulgarları Devleti’ni kurdu. Kurt’un oğlu Bat-Bayan, On-Ogur Bulgarları ve Macarların başında Hazarlara tabi olarak Kafkasya’daki yurtta kaldı. Bulgar kitleleri ile Tuna’ya yönelen diğer oğul Asparuh ise, Balkanlara geçerek (668), Tuna Bulgar Devleti’ni kurdu (679).

İtil Bulgar Devleti, Büyük Bulgarya Devleti’nin parçalanması üzerine İtil-Çol- man (Kama) sahasında kurulan, Otuz-Ogurlarm çoğunluğu teşkil ettiği VII-XV. yüzyıllar arasında yaşayan devlettir. Devletin merkezi olan şehir de Bulgar adını taşır. Bulgarlar, bu sahanın yerli halkı olan Fin-Ogurları (Çeremiş, Mordva, Zuryen, Voltyak kavimlerini) idarelerine almışlar, Hunlardan, Sabarlardan, Uzlardan ve Hazarlardan da bazı kalıntılarla kaynaşarak bölgeyi süratle Türkleştirmişlerdir. Bulgarların Orta İtil sahasına VI. yüzyıl sonlarında gelmiş olmaları gerekir.
Bulgarların VII. ve IX. yüzyıllar arasındaki hayatlarına dair bilgimiz çok azdır. Bilinen nokta, Hazarların Doğu Avrupa’da en kuvvetli devlet seviyesine eriştikleri ve itil Bulgarlarının da Hazarlara bağlandıklarıdır. Hazarların merkezi olan İtil, büyük bir ticaret yeri haline dönüşünce, Bulgarların da İtil nehri boyunca yapılan büyük ticarete faal bir şekilde katılmaları gerçekleşmiştir. itil Bulgarları, bir yandan çiftçilik, bir yandan da ticaret yapıyorlardı. Orta İtil sahası, tabiî zenginliği ve ulaşım bakımından ticarete oldukça müsaitti.

Bulgar tüccarının, gerek Hazar ilinde ve özellikle Harezm’de, gerekse Samanî- ler ülkesinde Islâm tüccarıyla olan sıkı temasları neticesinde, Bulgarlar arasında Islâm dini yayılmağa başladı. IX. yüzyılın sonlarında, Bulgarlara ait en eski kayıtlar, onları, camileri ve mektepleri olan, tacir ve çiftçi bir kavim olarak göstermektedir.
X. yüzyıl başlarında itil Bulgarları Müslüman kültür dairesine iyice girmişlerdi. Bulgar hükümdarı fielkey Oğlu Almuş, 920-921’de Halife Muktedir Billah’tan İslâmî öğretecek âlimler, Islamî binaları inşa edecek ustalar ve Hazarlara karşı savunma için yapılacak kale ve diğer masraflar için para talebinde bulundu. Halife bu isteği kabul ederek bir elçilik heyeti yolladı. Bu heyette halifenin mektubunu hükümdara okumakla ve hediyelerini teslimle görevli Ahmed Ibn-i Faldan da vardı. Elçilik heyeti 2 Nisan 921’de Bağdat’tan hareketle Horasan üzerinden Harezm’e, oradan da Yayık ve Itil’i geçerek Bulgar Ili’ne vardı (12 Mayıs 922). Ibn-i Fadlan, Bağdat’a döndükten sonra seyahati ve Bulgar Ili’nde bulunduğu günleri anlatan bir eser yazmış ve o devir Bulgar tarihi için eşsiz bilgiler bırakmıştır. Ibn-i Fadlan seyahatnamesinde, o devirde Orta Asya’nın batısında yaşayan Oğuz, Peçenek, Hazar ve diğer Türk boyları hakkında da bilgiler vermektedir.

Bulgarlar ticaret ve ziraatla uğraşmakla birlikte, askerliğe de önem vermişlerdir. Ancak, onların askerî gücü daha çok savunmaya yönelikti. X. yüzyıl sonunda vuku bulan Rus saldırılarını çoğu kez püskürtmeyi başardıkları bilinmektedir. Bu tarihten Moğol istilasına kadar olan dönem hakkında pek fazla bilgi bulunmamaktadır. Moğollar, Kalka Savaşı’nda (.1223) Kuman ve Rus ortak ordusunu yendikten sonra Aral bölgesine dönerken Bulgarlar tarafından pusuya düşürülüp mağlup edilmişlerdi. Belki de bu saldırının intikamını almak maksadıyla Moğollar 1236 senesinde Bulgar ülkesine yöneldiler, şehir ve köyleri yakıp yıktılar. Bu arada Bulgar şehrini de tahrip ettiler.
Bulgar şehri, Altın Orda Hanlığı zamanında Pulat-Timur Han tarafından ikinci defa ağır bir tahribata uğratıldı (1361). Timur’un, Altın Orda Hanı Toktamış’a karşı yaptığı sefer esnasında şehir bir kez daha tahrip edildi (1391). Tutunmasına imkân kalmayan halk dağıldı, bir kısmı Kaman’ın kuzeyine, Kazan taraflarına göçtü. XV. yüzyıl ortalarında buralarda Bulgar-Kıpçak karışımı Müslüman ahali bulunuyordu ki, bunlar sonraki Kazan Hanlığı’mn esas nüfusunu oluşturmuşlardı. Aynı bölgedeki Çuvaşların, eski Bulgarların torunları olduklar kabul edilmektedir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder