site içi arama

1 Nisan 2016 Cuma

I. Gök-Türk Devleti (552-582)

Tarihte Türk adını resmî devlet ismi olarak ilk defa kullanan Gök-Türkler, bağımsızlıklarını kazanmadan önce Moğol asıllı Juan-juanlara bağlı idiler. O sırada Altay Dağları’nın güney eteklerinde yaşayan Gök-Türkler demir üretiyorlardı. Gök-Türklerin kesin olarak tarih sahnesine çıkışlarından önceki dönemlerine ait bilgiler efsane ve rivayetlerle karışıktır. Çin kaynaklarından ve arkeolojik kazılardan anlaşıldığına göre Gök-Türklerin kökeni Altay Dağları’nın kuzey bölgelerine dayanmakta, Hunlarm kuzey kolundan geldikleri ifade edilmektedir. 542 yılı civarında Kuzey Çin’e akın yapabilecek kadar güçlenen Gök-Türkler, giderek siyasi durumlarını da kuvvetlendirdiler ve 545 yılında Çin’deki Batı Wei devletiyle ilk resmî ilişkiyi kurdular. Arkasından reisleri Bumın liderliğinde Töles boylarını kendilerine bağlayarak askerî açıdan ve nüfus bakımından güçlerini artırdılar. Böylelikle kendine güveni artan Bumın, tâbi olduğu Juan-juan hükümdarı­ nın kızıyla evlenmek istediyse de, teklifi hakaret edilmek suretiyle reddedildi. Bunun üzerine ani bir kararla Juan-juanlara hücum eden Bumın, çok kısa zamanda onların devletini yıkarak yerine Gök-Türk Devleti’ni kurdu (552). İl Kağan unvanını alan Bumın, devletin ilk hükümdarı oldu ve kuruluşun ilk yılında öldü. Yerine büyük oğlu Kara Kağan, Gök-Türk tahtına geçti ise de, onun da hükümdarlığı uzun sürmedi. 553 yılında ölmesi üzerine, kardeşi Mukan Gök-Türk tahtına oturdu. Yaklaşık yirmi yıl kağanlık yapan Mukan zamanında Gök-Türk Devleti, her yö­ nüyle çok parlak bir dönem yaşadı. Kore’den Karadeniz’e kadar uzanan sahada yaşayan bütün Töles ve diğer Türk boylarım, kuzeyde Kırgız Türklerini ve yabancı kavimleri devlete bağladı. Gök-Türk Devleti kısa zamanda dünyanın en güçlü devleti oldu. 557 yılında Ak Hun (Eftalit) devletini yıkarak İpek Yolu’na hâkim oldular. Batı tarafındaki fetihler Mukan Kağan’ın amcası İstemi Yabgu kumandasındaki ordular tarafından yapılıyordu. Bu arada, kuzey Çin’de bulunan Chou ve Ch’i devletleri üzerinde ağır bir baskı kuruldu. Mukan Kağan her iki devletten de kendi milleti menfaati doğrultusunda faydalanmayı bildi. Mukan Kağan, bütün Gök-Türk Devleti’nin hükümdarı olmakla beraber, daha çok devletin doğu kısmıyla ilgileniyor, batı kısmını ise devletin kuruluşundan beri, Tanrı Dağları’nın kuzeyindeki Aktağ’da oturan İstemi idare ediyordu. Yabgu unvanını taşıyan Istemi’nin bütün icraatı doğudaki kağanlık adına idi. İstemi Yabgu, kendisine karşı düşmanca tutum takınan Sasanî hükümdarı Anûşirvan’a karşı Bizans İmparatorluğu ile temasa geçti. 567 yılında İstanbul’a bir elçi heyeti gönderdi. Bu elçilik heyeti, tarihte Orta Asya’dan İstanbul’a gönderilenlerin ilki idi. Buna karşılık Bizanslılar da İstemi Yabgu’nun merkezine elçi gönderdiler. Türk-Bizans ittifakı, Sasanî İmparatorluğu’nu zor durumda bırakmış ve daha sonraları İslam kuvvetlerinin İran’ı fethetmelerini kolaylaştırmıştır. Tibet’in doğusunda yaşayan ve o devirde önemli bir askerî güç olan T’u-yü-hun kavmi de Gök-Türk ordularına boyun eğdi. Artık, tamamen bir cihan devleti haline gelen Gök-Türk Devleti 572 yılında büyük kağanını kaybetti. Mukan Kağan’ın ölümü üzerine, kardeşi Taspar, kağan oldu. Her bakımdan çok gelişmiş ve kuvvetli bir devletin başına geçen Taspar, fazla büyüyen devleti yeniden teşkilâtlandırdı; küçük kağanlıklar ihdas ederek devletin muhtelif kısımlarını oğul ve yeğenlerine verdi. Bu şekilde kendisi kağanlar kağanı, yani Büyük Kağan oldu. Taspar Kağan da ağabeyi Mukan gibi Çin devletleri üzerindeki baskı politikası­ nı sürdürdü. Bu esnada her iki Çin devleti de Gök-Türklerle yakınlaşabilmek için birbirleriyle yarış ediyorlardı. Ancak, Taspar Kağan, Türklerin yapısına hiç uymayan Budizm’e meyletti ve merkezi Ötüken’de bir Buda mabedi inşa ettirdi. Diğer taraftan Kuzey Çin’deki devletlere karşı yanlış politika izlemesi yüzünden devletin itibarı sarsıldı. Önce desteklediği bir Çinli prensi daha sonra bir tuzakla düşmanlarına yakalattı. 581 yılında hastalandığı zaman, Türk geleneğine uymayan bir veraset şekliyle Gök-Türk tahtına, ağabeyi Mukan’ın, annesi Türk olmayan oğlu Ta-lopien’i aday gösterdi. Aynı yıl öldüğünde, Ta-lo-pien kağan olarak benimsenmedi. Devlet meclisinde yapılan uzun müzakereler sonucunda Kara Kağan’ın oğlu Işbara’nın tahta geçmesi kabul edildi. Bu hükümdarlık tartışmaları sırasında I. Gök-Türk Devleti sarsıldı. Devletin ileri gelenleri arasında derin ayrılıklar ortaya çıktı. Batı tarafını babası îstemi’den sonra idare etmeye başlayan Tardu, meydana gelen anlaşmazlıklardan ilk faydalanan kişi oldu. Tardu, Çinlilerin kurt başlı sancak göndererek tahrik etmesi sonucu, 582 yılında Batı Gök-Türk Devleti’nin bağımsızlığını ilan etti. Bu hadise ile I. Gök-Türk Devleti sona erdi ve Gök-Türk Devleti Batı ve Doğu olmak üzere ikiye ayrıldı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder