Devlet kavramının il
ile ifade edildiği Gök-Türklerde en yüksek askerî ve idari mevkide kağan
bulunurdu. Hükümdar karşılığı olan kağan, devlet başkanı, başkumandan,
meclis ve hükümet başkanı idi. Kağanın icraatını denetleyen bir devlet meclisi
olan toy mevcuttu. Bu meclis, gerektiğinde kağanları tahtından indiriyor
veya kağan olan birini bu makama kabul etmeyebiliyordu. Kağanın hanımı (hatun)
da devlet idaresinde söz sahibiydi. Gerektiğinde kağanı kendi fikirleri doğrultusunda
etkileyebiliyordu. Diğer taraftan aygıta (başbakan), buyruk (bakan),
tige gibi hükümet üyeleri vardı. Aslında kağandan sonra ikinci büyük
unvan yabgu (kanat idarecisb’dur. Daha sonra şad, tegin, ilteber,
erkin ve tudun gibi unvanlar sıralanmaktadır. Çin kaynaklarına göre
sayıları 28’den fazla olan bu unvan ve makamlar, devletin içinde bulunduğu
duruma göre bazen farklı görevleri yerine getiriyorlardı.
Gök-Türk sosyal yapısı aile, urug (aileler
birliği), boy (ok), bodun (millet) ve il (devlet) şeklinde
birbirine sıkı sıkıya bağlı halkalar halinde tezahür ediyordu. Gök- Türkler, çağdaşları
olan devletlere göre çok farklı hukuk sistemine sahiptiler. Anayasa karşılığı
olarak töre vardı. Sosyal düzen töreye bağlı kalınarak sağlanıyor ve
herhangi bir bunalım yaşanmıyordu. Vatana ihanet, adam öldürmek, zina yapmak ve
hırsızlık gibi ağır suçların cezası idamdı.
Gök-Türk ekonomisi temelde hayvancılığa
(at ve koyun) dayalıydı. Tarıma elverişli bölgelerde ziraat gelişmişti. Mesela
Turfan ve civarında sebze ve meyveciliğin çok ilerlediği tespit edilmiştir.
Gök-Türk tarihinin en mühim özelliklerinden
birisi, hiç şüphesiz, Orhun havalisi başta olmak üzere bütün Orta Asya’nın değişik
yerlerinde Gök-Türk alfabesiyle yazılmış yüzlerce yazıt bırakmış olmalarıdır.
Arkeolojik kazılar ilerledikçe birçok yeni yazıtın bulunacağı muhtemeldir. Bugünkü
Avrupa milletlerinin çoğunun henüz yazıyı tanımadığı bir devirde Türklerin böyle
kültür abidelerine sahip olmaları epey dikkat çekicidir.
Gök-Türk devletinde hanedanın mensup
olduğu A-shih-na’mn dışında birçok Türk boyu daha vardı. Kırgız, Karluk, Uygur,
Sir Tarduş, Bayırku, Oğuz, Buğu, Basmıl, İzgil, Az ve Türgiş gibi boylar
bunların en önemlileri idi. Aslında önceleri Kerulen Irmağı’ndan Karadeniz ve
Kafkasların kuzeyine kadar uzanan geniş sahada yaşayan bütün Türk boyların
tamamı kaynaklarda Töles adıyla geçmektedir. Gök-Türk Devleti’nin doğuda
ve batıda güçten düşmesi üzerine söz konusu boy grubunun içinden bazıları
güçlenerek ön plana çıktılar ve 627 yılından sonra kaynaklarda grubunun içinden
bazıları güçlenerek ön plana çıktılar ve 627 yılından sonra kaynaklarda kendi
özel adlarıyla anılmaya başladılar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder