site içi arama

5 Nisan 2016 Salı

Devlet Yönetimi

Harezmşah olarak anılan hükümdarlar “Ebu’l-Feth”, “Hüdavend” ve “es-Sultanu’l- Muazzam” gibi unvanların yanı sıra “İskender-i Sânî” (İkinci İskender) gibi daha abartılı unvanlar da kullanmışlardır. Her hükümdarın ayrı bir tuğrası olup bağımsızlık sembolü olan bayrak, otağ ve merasim elbiselerinde siyah renk kullanılmıştır. Alâeddin Muhammed döneminde diğer bir bağımsızlık alameti olan nevbet günde beş kere tekrarlanıyordu. Hükümdarlar genel olarak veliaht tayini yaparlardı. Veliaht hükümdarlıktan önce devlet tecrübesi kazanması için genellikle Horasan valiliği görevine getirilir; burada yetişmesi ve eğitimi ile atabey unvanına sahip biri onunla ilgilenirdi. Onun emrinde imparatorluğun merkez teşkilatının dar kapsamlı bir örneği bulunurdu. Veliaht bu teşkilatı idare ederek daha büyüğüne hazırlanırdı.
Hükümdar eşleri genellikle imparatorluk içindeki nüfuzlu kabilelerden olurdu. Mesela, Alâeddin Tekiş’in hanımı ve Alâeddin Muhammed’in annesi Terken Hatun, Kanglı veya Kıpçak kabilesindendi. Çok nüfuzlu biri olup zaman zaman oğlunun hâkimiyetini gölgede bırakmıştır. Oğlunun uygulamalarına sürekli müdahale etmesinin devletin ani çöküşündeki etkenlerden biri olduğuna şüphe yoktur. Harezmşahlar, daha Atsız döneminden itibaren, sağlam yönetim kurumlarına ve güçlü bir bürokrasiye sahipti. Hükümdardan sonraki en yetkili kişi bürokrasinin başı olan vezirdi. Onda vezaret mührü ve memuriyetinin simgesi olarak altın divit bulunurdu. Emrinde bulunan divan teşkilatı devletin işleyişini sağlardı. Devletin resmî dili Farsçaydı.
Askerî Teşkilat

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder