site içi arama

2 Nisan 2016 Cumartesi

BAĞIMSIZLIKLARINA KADAR UYGURLAR


Uygurların meydana getirdiği zengin tarih, onların Çinli tarihçiler tarafından kökenlerinin eski devirlerde gösterilmesine yol açmıştır. Çin kaynaklarında değişik şekillerde yazılan Uygur adına 945 yılında yazılan bir Çin kaynağında “şahin gibi dolaşan, hücum eden” anlamı verilmektedir. Uygur Kelimesinin uy dan (akraba, müttefik) geldiği ve On Uygur adının 10 müttefik manasında olduğu da kayıtlarda geçmektedir. Daha başka anlamların da verildiğine de rastlanmaktadır.
Uygurların kökeni konusunda kilit konumunda olan Kanglı boylarıdır. Aslında Kanglılar tek bir boy olmayıp, bunların hepsi Uygur da değildi. Sadece Yüan-ho adlı kabile Uygurların adının ilk şekli olarak görünmektedir. 605 yılından sonra aynı isim Wei-ho şekliyle yeniden Töles boylarının içinde yerini almıştır. Bu sırada Tola Irmağı’nın kuzeyinde bulunan Uygurlar, Bugu, Tongra Bayırku ve Buğra gibi diğer Töles boyları ile birlikte yaşıyorlardı ve adları geçen bu boylarla beraber bir erkin tarafından idare ediliyorlardı. Dolayısıyla, 605 yılı dolaylarında onların küçük bir kabile olduğu sonucuna varıyoruz. Sayılarının on bin ve bunun yarısının da asker olduğu söylenmektedir. Tola Irmağı’nın kuzeyinde yaşayan Töles boylarının içlerinde gösterilmesi ve kökenlerinde açıkça bunun belirtilmesi konuyu netliğe kavuşturmaktadır. Zaten bu bölgede yaşayan Töles boyları, 140 yıl sonra Dokuz Oğuz adıyla Uygur Kağanlığı’nın ana unsurunu oluşturacaktır.

627 yılını takiben Doğu Gök-Türk Devleti hızla zayıflayınca Sir Tarduşlar, doğudaki Töles boylarının içindeki en kuvvetli boy olarak ön plana çıktı. Çin tarafından da tanınan Sir Tarduş birliği 646 yılına kadar Ötüken bölgesi ve Tola Irmağı civarına hâkim oldu. Onlara bağlanan Uygurların unvanı Huo îlteber idi. Bu tarihte Sir Tarduşlar zayıflayıp askeri güçleri dağılınca, çok sayıda boy Çin’deki T’ang hanedanıyla ilişki kurup onlardan askeri unvanlar alırken, Uygurlar da boş durmamışlardı. Onlar da irtibata geçerek Çin’den generallik unvanları aldılar. Uygurların adı, 627 yılında vergilerin artırılması üzerine Gök-Türklere isyan eden boylar arasında da geçmektedir. Üzerlerine gönderilen yüz bin kişilik Gök-Türk ordularını yenmeleri şöhretlerinin artmasına sebep oldu. Doğu Gök-Türk hükümdarı İl Kağan onların üzerine yeğeni T’u-li’yi göndermiş, o da yenilmişti. Uygurlar 646’da Sir Tarduşlarm mağlup edilmesi sırasında Çinlilere yardımcı olmuşlardı.
Çinliler 648 yılında Altay Dağları’nda bağımsızlığını ilan eden Ch’e-pi Kağan liderliğindeki Gök-Türkleri de, Karluk, Uygur ve Buguları kullanmak suretiyle mağlup etmişlerdi. Daha sonra Çin hâkimiyetini tanımayan Batı Gök-Türk beylerinden  birinin bozguna uğratılması için hazırlanan Çin ordusuna Uygurlardan yaklaşık 50 bin kişilik bir ordu katılmış, Çinlilerle beraber Taşkent’e kadar ilerlemişlerdi.
717 yılında Uygur îlteberi ile Kargan’da savaşan Bilge Kağan onu mağlup edip doğuya kaçmasına sebep olmuştur. Bu bilgiler ışığında Uygurların 740’lı yıllara kadar fazla bir varlık gösteremedikleri sonucuna varmak mümkündür. Ancak, Uygurların dâhil oldukları Dokuz Oğuz boy birliğinin II. Gök-Türk Devleti döneminde (682-745) devlete karşı isyanlarda daima ön saflarda olduğu anlaşılmaktadır. Devlete bağlandıkları zamanlarda doğu kanadının halk tabakasını oluşturuyorlardı.

742 yılma gelindiğinde Uygurların çok kuvvetli bir şekilde tarih sahnesinde belirdiği görülmektedir. II. Gök-Türk Devleti, Bilge Kağan’m ölümünden sonra (734) hızla zayıfladığında Karluk, Basmıl ve Uygurlar ön plana çıktılar. Aslında onların iç karışıklığa düştüğü sırada Çin imparatoru devreye girmiş ve Sun Lao-nu adlı elçiyi Uygur, Karluk ve Basmıllara göndererek onları Gök-Türklere karşı tahrik etmişti. Ayaklanan bu üç boy 742’de Gök-Türk kağanı Kutlug’u öldürdüler. Basmıllarm reisi kağan seçilirken Uygurlar doğu (sol), Karluklar batı (sağ) kanat yabguluklarmı aldılar ve hep beraber Çin’e elçi göndererek resmen tanındılar. Uğradıkları felaketlerden yılmayan Gök-Türkler, en nihayet Ozmış’m oğlunu kağanlığa getirdilerse de (744 yılı) başarılı olamadılar. 745 yılında bu kağan da Uygurlar tarafından or
Bu arada, Uygurlar ile Basmıllarm arası açılmış, Karluklar da Uygurların tarafını tutunca Basmıllar yenilmişlerdi. Uygurların, Karluk ve Basmıllara göre daha kuvvetli olmasının sebebi hiç şüphesiz kalabalık Dokuz Oğuz boylarının kendi yanlarında yer almalarıydı. Bu Dokuz Oğuz kabilesi Buğu, Bayırku, Hun (Qun), Tongra, Izgil, Chi’i-Pİ, A-pu-sse, Ku-lun-wu-ku ve Ediz’den oluşuyordu. Bunlara Uygurlar da katılınca On Uygur olarak anılmaya başladılar. Uygur Devleti’nin başlangıçta halkını bu boylar meydana getirmişlerdir. Bu sebepten dolayı Uygurlar bazı İslam kaynaklarında Dokuz Oğuz olarak kaydedilmişlerdir. Uygurlar kendi içlerinde de dokuz uruğa (küçük kabile) bölünmüşlerdi: Bunlar Yağlakar, Uturgar, Kürebir, Bağa Sığır, Ebirçeg (Abırçak), Hazar, Hu-wu-su, Yagmurkar ve Ayabire adlarını taşıyorlardı.

Bağımsızlıklarını kazandıktan sonra Uygur Kağanlığı’nın ilk hükümdarı Kutlug Bilge Kül oldu. Yeni bir imparatorluk doğarken doğuda ve batıda Uygurların toprakları genişlemeye başlamıştı. Başlangıçta Uygurlara bağlanan topraklar batıda Al- tay Dağları ile doğuda Mançurya arasında uzanıyordu. Doğu Gök-Türk Devleti’nin eski topraklarını kaplamışlardı. Karluklar ise daha üst seviyede olan sol yabguluğu aldılar. Kutlug Bilge Kül 747’de ölünce yerine oğlu Bayan Çor tahta geçti.tadan kaldırıldı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder