site içi arama

31 Mart 2016 Perşembe

Hunlar ve İpek Yolu

Daha sonraları Çin, bu İpek Yolunun denetimini eline geçirmek için Hun bölgesine saldırılara başlamış, milat sıralarında Türk ve Çin orduları bu yolun denetimi için birçok kez savaşmışlardır. Casusluk yapan diplomatları aracılığıyla Çinliler, yavaş yavaş Hunların askeri sırlarını öğrenmişler ve ordularını ona göre yetiştirmişlerdir. Çinlilerin yeni kurdukları ordu Hun yöntemleri ile daha başarılı sonuçlar alırken Hun orduları da yenilmeye başladılar. Çin orduları bir yandan kuzeyde Hun akınlarının önüne geçerken, diğer yandan da İpek Yolunun denetimini yavaş yavaş ellerine geçirmişlerdir. 

Hunlar devrinde Türkler çoğalmışlar ve Orta Asyanın kalabalık kavimlerinden olmuşlardır. Altaylar ve Tanrı Dağlarından sonra Sibirya ve Baykal Gölü bölgeleri de Türkleştirilmiştir. Buralarda yaşayan Moğol toplulukları ise doğu bölgelerinde yaşamaya zorlanmışlardır. Hun devrine ait iskeletlerin antropolojik incelenmesi, bu durumu yansıtmaktadır. Türklerin beyaz ırktan oldukları ve hiçbir biçimde mongoloid bir iz taşımadıkları yapılan incelemelerden sonra anlaşılmıştır. Mete, Orhun kıyılarına kadar gelen Tunguzları daha sonraları doğu bölgelerine sürmüştür. Değişik boyların kenar bölgelere yerleştirilmeleriyle Orta Asya tam bir Türk ülkesi olmuştur. 

Hunlar, Koreden Karadenize kadar olan bölgeye barış ve düzen getirmişlerdir. Mete, Çin İmparatoruna yazdığı bir mektupta, egemenliği altında bulunan kavimlerin hepsinin barış ve refah içinde yaşadıklarını açıkça belirtmiştir. Üç yüz yıldan çok bir süre tarih sahnesinde kalan Hun İmparatorluğunun son dönemlerinde bu durum değişmiştir. Çin saldırıları ve entrikaları ile devletin zayıflaması, barış ve refah düzenini sarsmış, Çin sınırında yaşayan Türkler Çin saldırıları sonucunda melezleşerek Hun birliğinden kopmaya başlamışlardır. Hun ordusunun giderek zayıflaması sonucu akınlar da durmuştur. İmparatorluğun zengin topraklarının dış saldırılara uğramasıyla gelir azalmış, ülke yönetimi sarsılmıştır. Çinden vergi ve hediye olarak sağlanan ekonomik destek azalmıştır. İç huzursuzluk yöneticilerle diğer kesimlerin arasındaki ilişkileri bozmuş, Çin Hun hanedanı üyelerinden bazılarını kendine çekmiş ve iç kavgaları desteklemiştir. 

İki kardeş, Hohanye ve Cici zamanında Hunlar ikiye ayrıldılar. Hohanyenin Çin uyruğuna girme düşüncesi üzerine Cici kendisine bağlı birliklerle ülkenin batısına doğru çekildi (M.Ö.54). Bir yandan Çin ile uğraşarak, bir yandan da o bölgede yaşayan diğer kavimlerin direnmelerini kırarak Çutalas ırmakları düzlüğünde bağımsız bir devlet kurdu. Ne var ki, bu Orta Asya Hun Devleti fazla uzun sürmedi. Batıya doğru Hun göçlerini adım adım izleyen Çin ordularından başka bazı Türk boyları da yeni devlete karşı çıktılar. Cicinin yeniden surlar ile çevirerek yaptırdığı Hun başkenti çeşitli saldırılarla yıkıldı. Cici ile beraber hanedanı yokedildi. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder