Anadolu’da
durum:
On üçüncü asrın ikinci yarısından itibaren ilhanlıların nüfuzu altına giren Anadolu Selçuklu devleti asrın sonlarına doğru ziyadesiyle zayıflamış, bir vali kadar hükmü kalmayan son hükümdar İkinci Gıyaseddin Mesud'un 1368 de ölümü ile tamamen ortadan kalkmıştır. Ayaklanma ihtimallerini göz önünde tutan Moğollar Selçuklu ailesine mensup prensleri öldürmüşler, nüfuzları altında bulunan toprakları, Anadolu Umumî Valiliği ismi altında toplayarak idaresini Moğol beylerinden birisine tevdi etmişlerdir.
On üçüncü asrın ikinci yarısından itibaren ilhanlıların nüfuzu altına giren Anadolu Selçuklu devleti asrın sonlarına doğru ziyadesiyle zayıflamış, bir vali kadar hükmü kalmayan son hükümdar İkinci Gıyaseddin Mesud'un 1368 de ölümü ile tamamen ortadan kalkmıştır. Ayaklanma ihtimallerini göz önünde tutan Moğollar Selçuklu ailesine mensup prensleri öldürmüşler, nüfuzları altında bulunan toprakları, Anadolu Umumî Valiliği ismi altında toplayarak idaresini Moğol beylerinden birisine tevdi etmişlerdir.
İlhanlılar, Batı ve Güneybatı
Anadolu'ya nüfuz edemediklerinden, buralardaki Türkmen beyleri küçük küçük
devletler kurmuşlardı. Selçuklu devleti ismen son bulunca, bu beylikler daha
fazla genişlemek için gayretler sarfına başladılar. Yalnız, İlhanlıların
Anadolu umumi valilerinin en meşhuru olan Emir Çobanoğlu Demirtaş (Timurtaş)
Bey Anadolu'yu tamamen Moğolların idaresi altına sokmaya çalıştı. İlhanlılara
karşı bağlılıklarını kesen veya gevşeten Anadolu beyliklerini ortadan kaldırmak
istediyse de emelinde muvaffak olamadı. Demirtaş Beyin ölümü Anadolu
beyliklerine geniş nefes aldırdı.
İlhanlı hükümdarı Ebu Said Bahadır
Han evlât bırakmadan 1335 de ölünce İlhanlı devleti son günlerini yaşamaya
başlamıştı. O sırada İlhanlıların Anadolu valisi bulunan Türk asıllı Alâeddin
Eretna Bey, İlhanlılardaki saltanat kavgalarından faydalanarak, merkezi Sivas
olmak üzere bir devlet kurdu (1343). Böylece, Anadolu'nun doğu ve orta
taraflarını içine alan İlhanlı nüfuz ve idaresi tamamen sona ererken
Anadolu'daki beylikler için birbirlerine karşı daha serbest bir mücadele
devresi açılmış oluyordu.
On dördüncü asrın ilk yarısında
Anadolu'daki beylikler: Karaman, Germiyan, Menteşe, Hamit, Karesi, Aydın,
Saruhan, Eşref, Candar ve Osmanoğulları idi. Orta Anadolu'nun bir kısmına sahip
Eretna oğullarından başka Doğu Anadolu'da da ayrı beylik ve hükümetler teşekkül
etti. Bu beylikler arasında, hususî beylik menfaatleri ve Anadolu birliğini
kurma meselesi yüzünden çarpışmalar eksik olmadı. Nihayet Anadolu birliğini
tesis Osmanoğullarına nasiboldu.
Karamanoğulları
Anadolu beylikleri içinde ilk kurulanı ve uzun ömürlüsü Karamanoğulları'dır. Beylikleri yeni kurulduğu sırada bile diğer beyliklerden daha geniş toprağa sahip olmaları çabuk gelişmelerine vesile olmuş ve kuvvetlenince de Selçukluların merkezi Konya'yı zapt etmeleri bakımından kendilerini Selçukluların vârisi addetmişlerdir.
Anadolu beylikleri içinde ilk kurulanı ve uzun ömürlüsü Karamanoğulları'dır. Beylikleri yeni kurulduğu sırada bile diğer beyliklerden daha geniş toprağa sahip olmaları çabuk gelişmelerine vesile olmuş ve kuvvetlenince de Selçukluların merkezi Konya'yı zapt etmeleri bakımından kendilerini Selçukluların vârisi addetmişlerdir.
Oğuzların Salur yahut da Afşar
boyundan olan Karamanlıların Anadolu'ya ne zaman geldikleri kat'i şekilde belli
değildir. Onların, Tuğrul Bey ile birlikte Anadolu'ya geldiklerini ve Tuğrul
Beyin dönmesinden sonra burada kaldıklarını bildiren eserler olduğu gibi, Moğol
istilâsından kaçmak suretiyle geldiklerini kaydeden kaynaklar da vardır.
Karamanlıların Anadolu'daki yerleşmelerine ait kat'i tarih Birinci Alâeddin
Keykubat zamanına rastlamaktadır. Alâeddin Keykubat Karamanlıları 1228 de
Ermenak yöresine yerleştirmişti.
Karamanlıların ilk mühim tarihî
şahsiyeti Kerimüddin Karaman'dır. Karamanlılar, başlarında Kerimüddin Karaman
bulunduğu sırada dahi Konya üzerine hücumda bulunmuşlardır (1261). Oğlu Mehmet
Bey, Karamanlıları daha fazla kuvvetlendirmiş, Selçukluların çekmekte oldukları
sıkıntılardan faydalanmış, Mısır sultanı Beybars'la siyasî münasebetlerde dahi
bulunmuştur. Mehmet Bey Konya'ya karşı hücuma geçerek şehri zapt etmiş, Selçuk
tarihlerinde Cimri diye bahsedilen Siyavuş adında birini Selçuk hükümdarı ilân
eylemiş (1277) ise de, sonradan Moğollar tarafından yenilerek öldürülmüştür.
Mehmet Beyden sonra gelen oğulları
da Moğollarla mücadeleye devam etmişlerdir. İlhanlıların Anadolu valilerinin en
kudretlisi olan Emir Çoban ile oğlu Demirtaş Beye bile boyun eğmemişler, fakat
onların valilikleri sırasında da çok sıkıntılı devreler atlatmışlardır.
Emir Çobanoğlu Demirtaş Beyin
Mısır'a kaçmasını müteakip rahat nefes alan Karamanoğulları, ülkelerini daha
kolaylıkla genişletmeye koyulmuşlardır. Konya'ya kat'i şekilde sahip oluşları
da Demirtaş Beyin Anadolu'dan uzaklaşmasından sonradır.
Osmanlılarla Karamanlılar arasında
ilk münasebet Orhan Bey zamanına rastlamaktadır. Karaman hükümdarı Alâeddin Ali
Bey Osmanlı hükümdarı Birinci Murad'ın kızı Nefise Sultan'la evlenmiş, iki
devlet arasında akrabalık bağları teessüs etmişti. Akrabalık bağından en çok faydalanmaya
çalışan Karamanlılardır. Bu bağa rağmen Alâeddin Ali Bey Osmanlı topraklarına
tecavüzden geri durmamıştır.
Kayınpederine karşı tecavüzde
bulunan Alâeddin Ali Bey kayınbiraderi olan Yıldırım Bayezit ile de iki defa
muharebe etmiştir. Meşhur Akçay muharebesinde Yıldırım Bayezid'e yenilince
Konya'ya kaçıp şehre kapanmış, fakat Konya Osmanlılar tarafından zapt edilerek
kendisi öldürülmüştür (1398). Yıldırım Bayezit Konya'dan sonra, Karamanlıların
daha önceki merkezleri olan Lârende (Karaman) kasabasını da zapt etmiş,
Alâeddin Ali Beyin iki oğlunu Bursa'ya göndererek muhafaza altına almıştır.
Böylece 1402 Ankara muharebesinin neticesine kadar Karaman ülkesine Osmanlılar
sahip olmuşlardır.
Timur, Anadolu beylerine eski
topraklarını iade edince Karamanoğulları da yine ülkelerine sahip olmuşlardır.
Osmanlılar kendilerini toparlayınca Anadolu'da en mühim hasım olarak yine
Karamanoğullarını bulmuşlardır. Osmanlılarla Karamanoğulları arasındaki
mücadele Fatih Sultan Mehmet devrine kadar devam etmiştir.
Germiyanoğulları
Anadolu beyliklerinin kuvvetlilerindendir. Germiyan, bir Türkmen aşireti ismi olup bilâhare hem aile hem de devlet ismi haline geçmiştir. Beyliği kuran Germiyan aşireti, önce Malatya taraflarında bir müddet oturmuş, sonra Kütahya ve Denizli yöresine gelmiştir. Bunların ne zaman Kütahya'ya kat'i şekilde yerleştikleri bilinmemektedir. Yalnız 1283 yılından itibaren Germiyanlıların Kütahya'da kuvvetli nüfuzlar olduğu görülmektedir.
Anadolu beyliklerinin kuvvetlilerindendir. Germiyan, bir Türkmen aşireti ismi olup bilâhare hem aile hem de devlet ismi haline geçmiştir. Beyliği kuran Germiyan aşireti, önce Malatya taraflarında bir müddet oturmuş, sonra Kütahya ve Denizli yöresine gelmiştir. Bunların ne zaman Kütahya'ya kat'i şekilde yerleştikleri bilinmemektedir. Yalnız 1283 yılından itibaren Germiyanlıların Kütahya'da kuvvetli nüfuzlar olduğu görülmektedir.
Germiyanlıların ilk reislerinden
Ali-şir Bey ve onun oğlu Yakup Bey Selçukluların emirlerinden idi. Beyliği
kuran Yakup Bey'dir. «Germiyan Sultan» unvanını alan Yakup Bey, beyliğini hayli
kuvvetlendirmiş, Bizanslılarla muharebe etmek üzere, Aydınoğlu Mehmet Bey
kumandasında sevkettiği kuvvet Ege sahillerine kadar inmiş, Ayasluğ ve Birgi'yi
zapt etmiştir.
Yakup Bey'in ölümüyle yerine geçen
oğlu Mehmet Bey Bizanslılardan Simav gölü çevresini zapt etmiştir. Mehmet Bey
vefat edince, Germiyanlılara tâbi Aydınoğulları beyliği ayrılmıştır. Mehmet
Bey'in oğlu olup Süleyman Şah veya Şah Çelebi diye anılan Germiyan hükûmdarı,
Karamanoğullarının tazyikine maruz kaldığından, onlara mukabil komşusu
Osmanlılarla anlaşmak istemiştir. Bu gaye ile kızı Devlet Hatun'u Birinci
Murad'ın oğlu Yıldırım Bayezid'e vererek akrabalık bağı tesis etmiştir. Kızının
çeyizi olarak merkezleri Kütahya ile birlikte Tavşanlı, Simav, Emed'i
Osmanlı'lara terk edip kendisi Kula kasabasına çekilmiştir.
Birinci Kosova muharebesinde Sultan
Murat şehit düşünce Osmanlıların sarsılacağına hükmeden Karamanoğulları ve
Germiyanlılar Osmanlı topraklarına tecavüze kalkmışlardır. Bu sırada Germiyan
hükümdarı olan ikinci Yakup Bey, evvelce çeyiz olarak terk edilen toprakları
geri almaya başlamışsa da, Yıldırım gibi Anadolu'ya yetişen Bayezit Yakup Beyi
yakalatarak Rumeli’de İpsala kalesine hapsetmiş ve bütün Germiyan ülkesini zapt
etmiştir (1390).
Dokuz sene İpsala'da kalan Yakup
Bey 1399 da bir yolunu bulup kaçmak imkânını elde etmiş, deniz yolu ile önce
Suriye'ye, oradan da Timur'un yanına gitmiştir.
Ankara muharebesinden sonra öteki
Anadolu beyleri gibi Yakup Bey de Osmanlıların eline geçmiş olan arazisine
Timur'un emir ve müsaadesi ile sahip olmuştur. Timur'un yüksek hâkimiyetini
tanımış, onun namına para kestirmiştir, ikinci Yakup Bey, yeğeni Çelebi Mehmet
ve daha sonra İkinci Murat ile iyi geçinmiştir. Kendisinin erkek evlâdı
olmadığından memleketini Osmanlılara vasiyet etmiştir. Böylece 1428 de ölümü
ile Germiyan beyliği son bulup toprakları Osmanlılara intikal etmiştir.
Karesi Beyliği
Batı Anadolu'da kurulan beyliklerden olup merkezi Balıkesir idi. Beyliği kuran, Karesi Bey ile babası Kalem Beydir. Kalem Bey Melik Danişmend Gazi torunlarındandır. Anadolu Selçukluları Danişmendlilere nihayet verince, bu aileye mensup kimseler Selçukluların hizmetine girerek hudut mıntıkalarında uc kumandanlığı vazifeleri almışlardır. Selçuklular yıkılmak üzereyken uç kumandanlarından olan Karesi Bey de kendi adı ile anılan beyliği kurmuştur.
Batı Anadolu'da kurulan beyliklerden olup merkezi Balıkesir idi. Beyliği kuran, Karesi Bey ile babası Kalem Beydir. Kalem Bey Melik Danişmend Gazi torunlarındandır. Anadolu Selçukluları Danişmendlilere nihayet verince, bu aileye mensup kimseler Selçukluların hizmetine girerek hudut mıntıkalarında uc kumandanlığı vazifeleri almışlardır. Selçuklular yıkılmak üzereyken uç kumandanlarından olan Karesi Bey de kendi adı ile anılan beyliği kurmuştur.
Karesi beyliği, Balıkesir ve
çevresi ile birlikte Edremit ve Çanakkale'ye uzanan topraklara sahipti. Bunlar
donanma da meydana getirmişlerdi. Osman Gazi'nin çağdaşı olan Karesi Bey'in
ölüm tarihi kat'î şekilde belli olmamakla beraber 1325 ile 1330 yılları
arasında öldüğü muhakkaktır. Onun ölümü ile Karesi beyliğinin iki oğlu arasında
bölünmeye maruz kaldığı anlaşılmaktadır. Balıkesir ve çevresine Demirhan Bey,
Bergama ve çevresine de Yahşi Bey hükmetmekte idi. Yahşi Bey 1341 ve 1342
senelerinde iki defa Gelibolu'ya donanma ile asker çıkarmış, fakat muvaffak
olamayarak sonunda imparator Kantakuzenos ile anlaşmaya mecbur olmuştur.
Osmanlılara komşu olan Demirhan Bey'in top -raklarının bir kısmının Osmanlılara
geçtiği, maamafih Demirhan'ın oğlu olması muhtemel bulunan Süleyman Bey'in
Çanakkale etrafında bir müddet daha tutunduğu anlaşılıyor.
Osmanlı vekayinameleri Karesi Beyin
oğulları ile beyliğin topraklarını Osmanlılara geçişini başka türlü anlatırlar.
Osmanlı kaynaklarına nazaran; Karesi Beyin oğlu Aclân Beydir, Aclân Bey, Osman
ve Orhan Gazilerle iyi geçinmiş, oğlu Dursun Bey'i de Orhan Bey'in yanına
göndermiştir. Aclân Bey 1335 veya 1337 de vefat edince yerine büyük oğlu
geçmişti. Aclân Bey'in büyük oğlu Demirhan Bey geçimsiz ve kötü huylu bir adam
olduğundan, halk meşhur bir şahsiyet olan Hacı İl Bey vasıtası ile Dursun Beyin
hükümdarlığını istemiştir. Bunun üzerine Dursun Bey Orhan Gazi'ye müracaatla
yardım talep etmiş ve yapılacak yardıma mukabil merkez Balıkesir hariç diğer
yerlerin Osmanlılara terk edileceğini vaad etmiştir.
Orhan Bey ise yanına Dursun Bey'i
alarak Balıkesir üzerine yürüyünce Demirhan Bey Bergama'ya kaçmıştır. Orhan
Gazi, Dursun Bey'i, Hacı II Bey'le birlikte Bergama'ya göndermiştir. Fakat
Bergama önünde Dursun Bey kaleden atılan bir okla ölmüş, Demirhan Bey ise
yakalanarak Bursa'ya getirilmiştir. Böylece Karesi Beyliği de nihayet bulmuştur.
Beyliğin nihayet buluşuna ait bir kaç tarih mevcutsa da, son Karesi
topraklarının 1345 ile 1354 seneleri arasında Osmanlılara katılmış olması lâzım
gelmektedir.
Aydınoğulları
Aydınoğulları beyliğini kuran Mehmet Bey'in babası Anadolu Selçuklularının emirülsevahili (amirali) Aydın Bey'dir. Aydınoğlu Mehmet Bey Germiyan hükümdarı Birinci Yakup Bey'in subaşısı idi. Mehmet Bey, Menteşeoğullarına damat olan Sasa Bey ile birlikte hareket ederek sür'atli akınlarla Birgi, Ödemiş, Ayasluğ (Selçuk) ve Tire'yi zapt etmiştir. Mehmet Bey bilâhare Sasa Bey'i bertaraf ederek akın ve fetih hareketlerine yalnız başına devam etmiş, böylece kendi adı ile anılan bir beylik kurmaya muvaffak olmuştur. Beyliğin merkezi Birgi idi.
Aydınoğulları beyliğini kuran Mehmet Bey'in babası Anadolu Selçuklularının emirülsevahili (amirali) Aydın Bey'dir. Aydınoğlu Mehmet Bey Germiyan hükümdarı Birinci Yakup Bey'in subaşısı idi. Mehmet Bey, Menteşeoğullarına damat olan Sasa Bey ile birlikte hareket ederek sür'atli akınlarla Birgi, Ödemiş, Ayasluğ (Selçuk) ve Tire'yi zapt etmiştir. Mehmet Bey bilâhare Sasa Bey'i bertaraf ederek akın ve fetih hareketlerine yalnız başına devam etmiş, böylece kendi adı ile anılan bir beylik kurmaya muvaffak olmuştur. Beyliğin merkezi Birgi idi.
Mehmet Bey'in ikinci oğlu Umur Bey,
daha babasının sağlığında kuvvetli bir donanma meydana getirmiş, bilgi ve
cesaretle deniz harplerine girişmiştir. Mehmet Bey'in 1333 de ölümü üzerine
beyliğin başına Umur Bey getirilmiş, kuvvetli donanmasiyle deniz harplerine
devam etmiştir.
Sakız, Ağriboz adalarına, Mora ve
Rumeli kıyılarına müthiş akınlar yapan Gazi Umur Bey Bizans'taki taht ve taç
kavgalarına müdahale ederek dostu Kantakuzen'in imparatorluk tahtına
oturabilmesini temin etmiştir.
Umur Beyin pervasız deniz
seferlerinden canları yanıp göz açamayanlar nihayet birleşerek Umur Bey
donanmasına hücum etmişlerdir. Papa, Venedik, Rodos ve Kıbrıs donanmalarından
mürekkep müttefik donanması bu hücumda Umur Bey donanmasını yakmışlar, Sahil
İzmir'ini de zapt etmişlerdir. Hıristiyanların bu ittifakına rağmen yılmayan
Umur Bey İzmir'i geri almak için yaptığı çarpışmada şehit düşmüştür (1348).
Umur Bey'in ölümüyle yerine geçen
büyük biraderi Hızır Bey onun azim ve cesaretine sahip olmadığından
Hıristiyanlarla ağır bir muahede imzaladı. Neticede Aydınoğullarının deniz
kuvveti de hiçe indi. Hızır Bey ölünce İsa Bey Aydınoğulları hükümdarı oldu.
İsa Bey hem âlim, hem de ilim ve sanat adamlarının koruyucusu idi.
İsa Bey zamanında, Osmanlılarla
Aydınoğulları çatıştılar. Osmanlı hükümdarı Yıldırım Bayezit, Karamanoğullarının
teşviki neticesi kendi aleyhinde anlaştıklarını duyduğu Aydınoğulları üzerine
hareket etti. İsa Bey mukavemet edemiyeceğini anladığından,
Yıldırım Bayezit Aydınoğulları arazisini harbsiz işgal etti (1390). Yıldırım
Bayezit İsa Beyin kızı Hafsa Hatun'u kendisine nikâh ederek kayın pederine Tire
tarafından biraz arazi bıraktı.
Timur'un 1402 Ankara muharebesinden
sonra diğer Anadolu beylikleri gibi Aydınoğulları da yeniden ortaya çıktılar.
İsa Bey'in oğlu Musa Bey ile onun oğlu Umur Bey (İkinci Umur Bey)
Aydınoğullarının başında bulundular. Bu aileden olup daha çok İzmir oğlu Cüneyd
Bey diye anılan Aydınoğulları hükümdarı Osmanlıları hayli uğraştırdı. Cüneyd
Bey, Yıldırım Bayezid'in oğlu Emir Süleyman ile, Çelebi Sultan Mehmet ile,
sonra da İkinci Murat'la mücadele etmiş, en sonunda da 1425 de yakalanarak idam
edilmesiyle Aydınoğulları tamamen sona ermiştir.
Menteşe Beyliği
Anadolu'nun güneybatısında kurulmuş olan Menteşe beyliği, ismini yine Anadolu Selçuklularının emirülsevahili (amirali) olan Menteşe Beyden almıştır. Takriben 1300 tarihine doğru teşekkülünü tamamlamış olan Menteşe beyliği, kurucularının deniz yoluyla bu toprakları ele geçirdikleri bazı kaynaklarda yazılmışsa da, Muğla, Beçin, Milas ve Çine taraflarına da hâkim oldukları şüphesizdir.
Anadolu'nun güneybatısında kurulmuş olan Menteşe beyliği, ismini yine Anadolu Selçuklularının emirülsevahili (amirali) olan Menteşe Beyden almıştır. Takriben 1300 tarihine doğru teşekkülünü tamamlamış olan Menteşe beyliği, kurucularının deniz yoluyla bu toprakları ele geçirdikleri bazı kaynaklarda yazılmışsa da, Muğla, Beçin, Milas ve Çine taraflarına da hâkim oldukları şüphesizdir.
1280 senesinde bir Menteşe beyinin
Tralles yâni Aydın kasabasını kuşattığını, başka bir Menteşe beyinin de 1300 de
Rodos adasını almak için şiddetli mücadelede bulunduğunu biliyoruz. O halde
Menteşe beyliği on üçüncü asrın sonlarında güneydoğu Anadolu'da bilhassa
denizcilik bakımından hatırı sayılır bir kuvvetti. Menteşe ailesi Rodos'u zapt
için Aydınoğulları ile işbirliği de etmiştir.
Menteşe ailesinden Mes'ut ve Erhan
Beylerle onun oğlu İbrahim Bey hakkında fazla bilgiye sahip değiliz, yalnız
bunlardan Erhan Bey'in kuvvetli donanmaya malik olduğunu biliyoruz. 1354 ten
önce ölen Erhan beyin Musa, Ahmet ve Mehmet Bey isimlerindeki oğulları arasında
ihtilâflar vuku bulmuş, bu yüzden Menteşe beyliği parçalara ayrılmıştır.
Bunlardan Mehmet Bey Balat (Milet) hükümdarı bulunurken 1390 da Osmanlı
hükümdarı Yıldırım Bayezid'in hücumuna uğramış ve mağlûbolunca memleketinden
kaçmış ve en sonunda Timur'un yanına kadar gitmiştir. Onun kaçmasiyle Menteşe
beyliği toprakları Osmanlıların eline geçmiştir.
Ankara muharebesinden sonra Mehmet
Bey, Timur'un himayesinde eski beyliğine sahip olmuştur. Onun ölümü ile Menteşe
beyi olan oğlu İlyas Bey 1415 ten itibaren Osmanlıların nüfuz ve himayesini
tanımıştır. İlyas Beyin oğlu Leys zamanında ise, Menteşe beyliğine tamamen son
verilmiştir.
Menteşeoğulları, komşuları
Aydınoğulları gibi denizci olmaları bakımından Anadolu beylikleri tarihinde
mühim bir mevki işgal ederler.
Eşrefoğulları Beyliği
Eşrefoğulları beyliği Beyşehir etrafında kurulmuştur. Beyliğin kurucusu Eşrefoğlu Süleyman Bey Selçukluların emirlerindendi. Süleyman Bey on üçüncü asrın sonlarında Selçuklu şehzadeleri arasındaki mücadelede mühim bir rol oynayarak kuvvetini göstermiştir.
Eşrefoğulları beyliği Beyşehir etrafında kurulmuştur. Beyliğin kurucusu Eşrefoğlu Süleyman Bey Selçukluların emirlerindendi. Süleyman Bey on üçüncü asrın sonlarında Selçuklu şehzadeleri arasındaki mücadelede mühim bir rol oynayarak kuvvetini göstermiştir.
Eşrefoğulları beyliğinin kurucusu
olup, merkez edindiği Beyşehir'i imar ve ihya eden, hattâ bir zamanlar bu
şehrin Süleyman Şehri diye anılmasında âmil olan Süleyman Bey 1301 yılma doğru
ölmüş, yerine oğullarından Mubarizüddin Mehmet Bey geçmiştir. Mehmet Bey,
Akşehir ve Bolvadin taraflarını zapt ederek Eşrefoğulları arazisinin
genişlemesini temin etmiştir.
Mehmet Bey'in ölüm tarihi de
babasınınki gibi kat'i şekilde malûm olmamakla beraber 13-20 den sonra öldüğü
anlaşılmaktadır. Mehmet Bey'in oğlu, İkinci Süleyman Bey Eşrefoğulları
hükümdarı bulunduğu sırada İlhanlıların Anadolu Valisi Demirtaş'ın yıkıcı
darbelerine maruz kalmıştır. Demirtaş, 1325 yılında Süleyman Beyi mağlûp ve
esir etmiş, sonra da Beyşehir gölüne atarak boğup öldürmüştür. Böylece Eşrefoğulları
beyliği son bulmuştur. Daha sonra ilhanlı Valisi Demirtaş Mısır'a kaçıp da
Anadolu beyleri rahat nefes alınca, Eşrefoğulları tekrardan tarih sahnesine
çıkamamış, Eşrefoğullarına ait topraklar Karaman ve Hamitoğullarının eline
geçmiştir.
|
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder