site içi arama

1 Nisan 2016 Cuma

DÜŞMAN NASIL EĞİTİLİR

Rusya ve Almanya'nın Anlaşması
1930'lar, Rusya
Almanya'nın askeri gelişimi klasik bir geri tepen tüfek vakasıdır. Metotlu
çalışmaları bir anlamda ellerinde patlamıştır.
Birçok insan silah geliştirme konusunda en büyük adımları Almanların attığını
düşünür oysa bu düşüncenin aslı yoktur. Gerçekte bu işin erbabı İngilizlerdir.
1915'de Winston Churchill'in cesaretlendirdiği küçük bir grup İngiliz "tank"
fikrini savunuyordu. Tank ismi bu silahın geliştirilme aşamasındaki kod
adıyken, öyle kalmıştır.
Bu adamlar batı cephesindeki savaşın tanklarla kazanılabileceğini savunuyordu.
Birkaç modelin üretimine başlandı. Yalnız bir hata yapıldı. En gelişmiş model
sürpriz bir şekilde ortaya çıkarılıp savaşa sürülebilecekken, her yeni model
üretildiğinde savaşa sokuldu. Bu araçlar ilkel ve kısıtlı hareket olanağına sahip
olmalarına rağmen çok şey vaat ediyordu.
1918'in başlarında J. F. C. Fuller adında genç bir İngiliz subayının yönetiminde
bir çalışma grubu organize edildi. Görevleri 1919 yılına kadar savaşı
kazanmalarını sağlayacak bir saldırı planlamaktı. Fuller'ın 1919 planında bazı
ileri teknoloji gerektiren silahlar vardı. Büyük saldırı uzun menzilli bombaların
atılmasıyla başlayacak, bu bombalar ön safların ötesindeki noktaları vuracak,
ulaşım, iletişim ve kumanda merkezlerini yerle bir edecekti. Böyle bir saldırı uçaklardan paraşütlerle indirme yapan askerlerle devam edecekti.
Bu arada ana cephede tanklardan, zırhlı araçlardan, cephane kıyıcılarından
oluşan çift sütunlu konvoy ilerleyecekti. İki sıra ırasında seksen kilometre
olacaktı. Doğrudan düşmanın içine alacak iki dizi konvoy ve konvoylarla birlikte
ilerleyen, sürek1i tepede dönüp duran savaş uçaklarıyla iletişim halinde olan
radyo operatörleri de onları yönlendirecekti. İlerleyen iki ayrı sini en sonunda,
birleşecek ve Alman saflarında seksen kilometrelik bir gedik açılmış olacaktı.
Bu size tamdık mı geldi? Fuller bu büyük planı deneme şansını hiç bulamadı.
Almanlar bu planın uygulanmasından altı ay önce çöktü ve ateşkes imzalandı.
Fuller'ın planları bir kenara bırakıldı çünkü nihai zafer büyük bir ateş gücüyle
kazanılmıştı.
Almanlar için ise Fuller'ın planı, çabuk, etkileyici, hesaplı ve makul geldi. Ayrıca
çok az insan gücüne ihtiyaç vardı. Gelecekte bir savaşta kullanılabilirdi. Ancak
1919'da yaptıkları Versailles Antlaşması ağır silahlar yapmalarına izin
vermiyordu.
Sorun bu yeni silahları nasıl deneyebilecekleriydi. Gizli bir şekilde maket testleri yapıldı ancak açık alanda yapılacak testler yüzlerce kilometre kare
büyüklüğünde alan ve binlerce asker gerektiriyordu. Müttefiklerin haberi
olmadan böyle bir şeyi yapmak imkansızdı. Weimar Cumhuriyeti ordusunun başı bir öneriyle geldi. Er ya da geç Versailles şartları ortadan kalkacaktı ve o gün
geldiğinde Almanya rakip ülkelerin çok gerisinde kalmış olacaktı.
Sonunda tuhaf bir işe girişildi. Avrupa'nın öteki tarafı Sovyetler Birliği'ydi.
Sovyetler de silahlarla uğraşıyordu, onlarla çalışmamak için bir neden var mıydı?
Rusya'nın geniş bozkırlarında oynayacak o kadar geniş bir alan vardı ki. Hem de
Batılıların gözlerinden uzak. Kızıl Ordu'nun askerleriyle silahlar test edilebilirdi.
Bu, zekice bir fikirdi.
Alınan uzmanlığı karşılığında Rus kaynakları, adil bir anlaşma olurdu. Birkaç
tutucu adam buna karşı çıktı. Kızıllarla iş yapılmazdı. Daha birkaç yıl öne
Polonya'yı neredeyse alıyorlardı. Onlara neden yeni bir savaş teknolojisi
sunuluyordu ki? Buna verilen yanıt Rus teknolojisiniz hala 19. yüzyıl seviyesinde
olduğu ve Almanlardan öğrendikleriyle silah yapamayacaklarıydı.
Böylece Kızıl Ordu ve Weimar Ordusu arasında Rusya'da silah denemeleri
yapmak üzere gizli bir anlaşma yapıldı. Birkaç ay içinde Alman savaş ve silah
uzmanları Rusya'daydı. Kızıl Ordu'nun Özel birimleri rakip askerler rolünü
oynuyordu. Tank yerine kamyonetler kullanılıyordu. Kızıl Ordu'nun sahip olduğu
birkaç uçak da tepede dönüyordu.
Birkaç yaz savaş oyunları devam etti. Her oyun bir öncekinin devamıydı. İlk
saldırı için teknikler geliştirildi, motorlu araç kumandası, kontrol merkezleri, son
teknoloji radyo araçları kullanıldı. Böylece bir kumandan tüm birlikleriyle ve
uçaklarla iletişim halinde olabiliyordu. Böylece tanklar doğru zamanda doğru
yere saldırabilecekti. Bu tür saldırılara nasıl karşı konulacağı da iyice çalışıldı.
Savunmanın derinliği, tank saldırılarına karşı savunma ve motorlu birliklerin
imhası.
Böylece 1920'lerin sonları ve 30'ların başında Alman ve Rus orduları fikir
alışverişinde bulundular, ortak testler yaptılar, hatta arkadaşlıklar bile
kurdular.
Nazilerin güçlenmesi, Alman ırkının bütünlüğünü savunmaları ve komünizm
karşıtı olmaları gibi nedenlerden bu program sona erdi. 1936'ya gelindiğinde
zaten ihtiyaç da kalmamıştı. Versailles Antlaşması feshedildi, artık Almanya
kendi topraklarında tatbikat yapabilirdi. Rusya'da yapılan çalışmalardan elde
edilen yüklü bilgiler Alman endüstrisinin yararına kullanıldı. Ayrıca silah
yapımına da hız verildi. Son teknoloji ürünü müthiş silahlar imal ediliyordu.
Hızlı tanklar, ağır tanklar, 88 mm. toplar gibi silahlarla ve Stuka savaş
uçaklarıyla donanmış bir ordu vardı.
Bu ordu iki haftadan daha kısa süre içinde Polonya'yı teslim aldı. Sonraki
baharda Fransız ordularını altı haftalık bir saldırıyla imha etti. Böylece
Fransa'dan da intikam alındı.
Sonra iş Rusya'nın işgaline geldi. Hitler'in danışmanları Rusya'yla girişilecek
savaşın altı hafta süreceğini hesapladılar. Sovyet askerlerinin açık dizilimi ve
yetersiz silahlanmaları sonucu savaşı Almanlar kazanacak ve Kızıl Ordu imha
edildikten sonra Leningrad, Moskova ve Ukrayna'nın endüstriyel merkezi
düşecekti. Kış geldiğinde güneyde Astrakhan'dan kuzeyde Murmansk'a kadar
olan bölge Alman işgali altına girmiş olacaktı. İlk birkaç ay planlandığı gibi gitti. Sovyet birlikleri birbiri ardına listeden
siliniyordu. Ağustos başlarında en azından kağıt üzerinde Kızıl Ordu
tükeniyordu. Ancak savaş alanında ise pek öyle değildi. Sürekli yeni birlikler
Alman ordusunun karşısına çıkıyordu. Ama asıl şok silahlarla ilgiliydi. Üçüncü
sınıf uyduruk silahlarla karşılaşmayı bekleyen Almanların karşısında orta
ağırlıkta modern tanklar vardı. Bugün efsane haline gelmiş T-34'ler Almanların
sahip olduğu her silahtan üstündü. Ayrıca Rusya'daki şartlara göre hazırlanmış
olduğundan karda kışta, dağda bayırda rahatlıkla ilerliyordu.
Aralık ayında bu tanklardan binlercesi Alman saflarında ilerliyor ve Alman
tanklarını ezip geçiyordu. Alınanlarda panik başlamıştı. Bu tankları nereden
bulmuştu bunlar?
1920 ve 30'larda oynanan savaş oyunları Rusya'nın da yararına olmuştu. Ama
bir fark vardı, Almanlar silahlarıyla her yerde gösteriş yaparken Ruslar kendi
silahlanma programlarını gizlediler. Fabrikalardan, eğitim alanlarından ve Rus
bozkırlarından çıkarmadılar. Yeni kuşak tank uzmanlarını Almanlar
yetiştirmişti. Yüksek teknolojiye sahip bir iletişim sistemleri olmamasına
rağmen Ruslar bu işi becermişti. Sadece tanklar üzerinde yoğunlaşmış ve T-34
adındaki bu güçlü tankları üretmişlerdi. Almanların öğrettiklerini iyi

uyguluyorlardı. Almanlar yenilmek üzereydi. Kendi düşmanlarını kendileri eğitmişlerdi...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder